“Platon’un Timaios ve Kritias’ı kalıcı felsefi ve tarihî ilgiye sahip eserlerdir.”
Waterfield
“Bu kayıp uygarlık için mükemmel bir başvuru kaynağı… Platon’un bu metni muhtemelen bugün elimizdeki tek gerçek Atlantis tarihi kaynağı ve ben bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.”
Sharon D. Anderson
“Kolay ve anlaşılır bir kitap… Atlantis miti hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen herkes için iyi bir başlangıç noktası.”
Midwest Book Review
Özgüç Orhan’ın Eski Yunancadan çevirdiği ve notlandırdığı bu değerli çalışmayı, George Grote’un Sunuş’u ile takdim ediyoruz.
İçindekiler
Çevirenin Önsözü 11
Sunuş 21
Kritias Üzerine 21
Kritias 35
1. Giriş Konuşması 35
2. Zaman Ölçeği ve Felaket 38
3. Tarih Öncesi Atina: Toprak, Halk ve Kurumlar 41
4. Atlantis 44
4.1. Adlandırmanın Açıklaması 44
4.2. Kökenler: Poseidon ve Kleito, Soyları ve Adanın
Doğal Kaynakları
45
4.3. Kent ve Binalar 49
4.4. Adanın Geri Kalanı 53
4.5. Askerî Hizmet 55
4.6. Politik ve Yasal Yetki 56
4.7. Yozlaşma ve Ceza 58
Dizin 60
Çevirenin Önsözü
Timaios 20d-25e pasajı ile Timaios’un devamı niteliğindeki yarım kalmış Kritias diyaloğu tarihin en meşhur efsanelerinden birini doğurmuştur: Atlantis efsanesi ya da Mısırlı rahiplerin Solon’a, Solon’un Atinalı dostu Dropides’in oğlu Kritias’a ve Kritias’ın da torunu ve adaşı Kritias’a, Kritias’ın da önce Timaios ve Hermokrates’e sonra ikinci bir kez onlarla birlikte Sokrates’e ve Platon’un da bize anlatmış olduğu hikâye. Her efsanede olduğu gibi bunda da olası tarihsel ve coğrafi ‘gerçeklik payı’, Antikçağdan günümüze kadar tartışılagelmiştir.
Atlantis efsanesinin tarihselliğine dair tartışmalar bir yana, ‘Atlantis miti’ Platon’un diğer mitleriyle birlikte Platon ve mit ilişkisi üzerine yakın zamanda yoğunlaşan birçok çalışmanın konusu olmuştur.3 Birçok yorumcu Atlantis mitinin ya da bir bütün olarak Timaios ve Kritias’ın politik-felsefi önemine dikkat çekmiştir: Atlantis “önemli bir ahlaki boyutu olan bir tür politik-felsefi mittir” (Naddaf 1994, 190).4 Platon’un Atlantis mitindeki amacının herhangi bir anlamda tarihsel olmadığını belirten Timaios ve Kritias’ın İngilizce çevirmenlerinden Desmond Lee (1971, Ek) şöyle devam eder: Platon “yaşamı boyunca onun peşini bırakmayan bir çatışmayla ilgiliydi. Bu, en derinde, en felsefi düzeyde görünüş ve gerçeklik, gelip geçici deneyim ve ebedî hakikat arasındaki çatışmadır; politik düzeyde ilke ve pratik, olması gerektiğini düşündüğümüz şey ile maalesef olan arasındaki çatışmadır.” Pierre Vidal-Naquet de efsanede bahsedilen ilkel Atina’nın kalıcı düzeniyle Timaios’taki ‘Aynı’nın politik ifadesi, Atlantis’in ise değişime ya da yozlaşmaya maruz kalmasıyla ‘Farklı’yı temsil ettiğini ve bunun da neden Timaios’un ardından Kritias’ın geldiğini açıklayabileceğini öne sürer (2007, 19). Bu tezler her ne kadar tartışmaya açık olsa da Kritias’ı felsefi açıdan önemsemek için yeterli gerekçeler sunar.
Kritias’ın hâlihazırda ‘iki’ Türkçe çevirisi vardır ve bunların ikisi de günümüzde ciddi bir akademik çalışma için yetersizdir. İlki, Hasan Âli Yücel’in Maarif Vekili olduğu dönemde öncülük ettiği çeviri projesi çerçevesinde 1942’de yayımlanmış olan Erol Güney ve Lütfi Ay çevirisidir. Kitabın başına eklenmiş notta çeviri hakkında şu bilgi yer alır: “Bu eser, Erol Güney ve Maarif V. Mütercimlerinden Lütfi Ay tarafından, Albert Rivaud’nun Fransızca tercümesi esas tutularak Türkçeye çevrilmiş, O. Apelt’in Almanca, E. Chambry’nin Fransızca, Jowett’in İngilizce tercümeleriyle karşılaştırılmış, aşağıdaki zatlar tarafından görülmüştür: Nusret Hızır, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakül…
Sunuş
Kritias Üzerine
George Grote
Kritias diyaloğu sadece aniden bir cümlenin ortasında kesilen bir fragman olarak mevcuttur. Antikçağın Platoncuları onu aynı durumda buldular ve diyalog muhtemelen hiç bitirilmemişti. Bununla birlikte, hangi genel plan ve amaç için tasarlanmış olduğunu biliyoruz.
Timaios’un girişi bizi üç kişiyle tanıştırır:1 Sokrates’in2 yanı sıra Kritias ve Hermokrates. Sokrates’in (şimdi öğrendiğimiz üzere) önceki gün Devlet’i anlattığı kişiler onlardır: Sokrates’in şimdi görmeyi umduğu, ancak görmediği ve hastalıktan ötürü orada olmadığı söylenen dördüncü bir dinleyicinin de hazır bulunması planlanmıştır. Sokrates’in sunduğu düşünsel ikramın karşılığı olarak Timaios, az önce gözden geçirdiğimiz konuşmayı yapar; Kritias, şimdi bir fragman olarak önümüzde duran anlatısına ya da serimine girişir ve Hermokrates’in bunu belirtilmeyen başka bir konu üzerine dördüncü bir konuşmayla takip etmesi planlanmıştır. Platon, Devlet’i ayrı bir diyalog olarak bitirdikten sonra, ileride onu şu şekilde oluşturulacak bir Dörtlemenin temeli yapma fikrini tasarlamış görünüyor:
i. Timaios: İlahi Kozmosun, ruhu ve bedeninin –ilahi ve beşerî sakinleriyle birlikte; ‘insanda tamamlanan diyapazon’ – yapımını tasvir eder, ama armonisi insanın yozlaşması ve aşağı hayvanların kısmi ikamesiyle bozulur.
ii. Devlet: Kusursuz bir ahlaki eğitime tabi olan ve en koruyucu alışkanlıklarla tahkim edilmiş birkaç yetenekli profesyonel Yönetici tarafından yönetilen kurulu bir toplumda insan.
iii. Kritias: Enerjik eylemde ve korkunç düşmanların baskısı altında sergilenen bu mükemmel toplum.
iv. Hermokrates; konu bilinmiyor: cesaretlerinden ziyade adaletlerini ve itidallerini sınamak için hesap edilmiş koşullar altında sergilenen belki de aynı toplum. Niyet edilmiş bu dörtlemenin yalnızca ilk iki üyesi mevcuttur; üçüncüsü tamamlanmadan bırakılmış ve dördüncüsüne hiçbir zaman başlanmamıştır. Ama Devlet bana başta ayrı bir yazıymış gibi görünüyor. Platon’un sonradan aklına gelen bir düşünce, onu planlanmış bir dörtlemede ikinci parça olarak sıralamaya teşvik etmiştir.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.