Hepimiz az da olsa yaralıyız. Belki biraz öfkeli, sabırsız, üşengeç ya da kırgınız. Bazen dikkatimiz dağınık. Bazen fırtınanın içinde sıkışıyoruz. Bazen de koşturmacanın içinde yönümüzü kaybediyoruz.
Bu kitapta günlük yaşamımızda ne zaman böyle zorlansak bize yardım edecek, yol gösterecek ve değerli olanı hatırlatacak yüz bakış açısı bizi bekliyor.
Bu bakış açılarıyla yaralarımızı sarmak ve daha doyumlu bir hayat yaşamak mümkün. Bir günde değil elbette ama sakin adımlarla hepimiz bahçemizi yeşertebiliriz. Kendimizi iyileştirirken eğlenebilir, hayattan daha fazla keyif alabiliriz.
Bu kitabı sık sık sohbet edeceğiniz iyi bir arkadaş gibi düşünün. Çantanıza koyun. Yanınızda taşıyın. Başucunuzda tutun. İçindeki oyunları oynayın. Kendi çizimlerinizi çizin. Ve tekrar tekrar okuyun.
Önsöz
Sanırım doğduğumdan beri yeni şeyler görmeyi hep sevdim. Dört yaşımdayken sokağın başına gidip diğer sokaktan gelip geçenlere baktığımı hatırlıyorum. Yedi yaşımda meraktan bir kere pazara gittim mesela. Hatta mahalledeki diğer çocuklara özenip yanımda su götürüp su satmıştım. Yaklaşık on dört yaşımda iki otobüs değiştirerek gittiğim Anadolu lisesinin en sevdiğim tarafı, bazen bilet parasını kantinde harcayıp arkadaşlarla aylak aylak etrafa bakarak yaptığım okuldan dönüş yürüyüşleriydi. Yeniyi görme merakı hep eğlenceli değildi. Pek çok defa kayboldum, dayak yedim, yalnız kaldım. Bir keresinde on altı yaşımda yazın Antalya’ya çalışmaya gidip on beş kilo verip dönmüştüm.
Yaş ilerledikçe bazı gezilerimin sebebi romantik oldu. Yine de işin özünde hep yeniye olan merak vardı. Yirmi altı yaşımda reklamcılığı bırakıp sekiz aylığına cruise gemisinde garsonluk yaparak elli ülke görmemin sebebi tam da buydu. Cruise gemisinde, dünyayı gezmiş onlarca insanla tanıştıkça yeni yerler görmekten daha önemli bir şeyin varlığını hissettim. O da yeni gözlerle görmek.
Hayata sadece tek taraftan bakan kişilerin nereye giderse gitsin, kaç para kazanırsa kazansın, hep aynı şeyi gördüğüne, hep aynı acıyı yaşadığına, hep aynı yerde zorlandığına şahit oldum. En çok da kendi zorlandığım konularda sebebin bu olduğunu anlamam beni etkiledi. O günden sonra yeni yerler kadar yeni bakış açıları keşfetmenin de peşine düştüm. Aradıkça yeni bakış açıları buldum. Buldukça denedim. Şefkati denedim. Tarafsızlığı denedim. Denedikçe değiştim. Yaralarıma çare oldum. Çare oldukça biriktirdim. Bu kitapta bugüne kadar bana iyi gelen bakış açılarından seçtiğim yüz tanesi sizi bekliyor. Umarım her biri size, sevdiklerinize ve hayatınıza iyi gelir. Size iyi gelenleri de hepimizle paylaşmanıza ilham olur.
Erhan Ali Yılmaz
Bu kitapla nasıl oynarız?
Bazı kitaplar, sadece okumak için, bazıları okuyup üzerine düşünmek için ve bazıları da okuyup üzerine düşünerek onları sindirmek için vardır. Bazı kitaplar da vardır ki, tüm bunların ötesinde oyun oynamak için, evet oyun oynamak için varlar. Ruhumuzu ve hayatımızı iyileştiren bakış açılarıyla dolu bu kitapla kendimi, sizi, arkadaşlarımı ve herkesi iyileşme oyunlarına davet ediyorum. İçinizdeki çocuğa bir avuç bilye verdiğinizi hayal edin, ne yapar o? Onlarla oyun kurar, arkadaşlarına koşar ve birlikte tadını çıkarırlar. Buradaki her bir çizimi de bir bilye gibi hayal edelim. Bizi iyileştiren bu bilyelerle (çizimler) karşılaştığımızda içimizdeki çocuk gibi hemen oyun kurmaya çalışalım ve arkadaşlarımıza koşalım. Elimde hayal ettiğim oyunlarla size koşuyorum. Hadi katılın bana, hayal gücünüzle ne güzel, başka başka, renkli renkli, yeni oyunlar kuracağınız için şimdiden heyecanlıyım.
Cevaplar Oyunu: Kitabınız masanızda kalsın. Aklınıza ne zaman bir konu takılsa, hayallerinize giden yolda zorlandığınızda veya ilişkilerinizde bir eksiklik hissettiğiniz zamanlarda masanızdan kitabınızı alın. Gözünüzü kapatarak yavaşça bir sayfayı seçin. Seçtiğiniz çizimin, hayalinizdeki konunun cevabı olduğunu varsayın. “Cevabı bu bakış açısı olsa nasıl olurdu? Beni neye davet ederdi?” sorularını düşünün. İster aklınıza gelen bağlantıları yazın; isterseniz de bu bağlantıyla ilgili sohbet başlatın arkadaşlarınızla.
Yolluklar Oyunu: Uzun yol öncesi annelerimizin hazırladığı yollukları hatırlar mısınız? Şimdi de yolluklar hazırlayacağız ancak zihinlerimize ve ruhlarımıza. Mesela yürüyüşe çıkacaksınız veya sabah işe gitmek üzere evden çıkacaksınız. Evin anahtarını aldınız, çantanızı aldınız, hadi şimdi bir tane de kitaptan yolluk bakış açısı alın zihninize. Şipşak. Yol boyunca, zihninize ve hayal gücünüze eşlik etsin.
Çiziktirme Oyunları: Siz de sevdiğiniz kitapların altını çizer ve üzerine bolca notlar alır mısınız? Peki, ilk defa bu kitabı, belki bir boyama kitabı olarak kullanabilir miyiz? Hatta, bunun ötesinde kalemi elinize alıp yeni “Ne Zaman İyileşiriz”ler hazırlamaya ne dersiniz? Kitabın sonunda bizim için ayrılmış sayfalar var. Çiziktirelim, paylaşalım, çizdikçe iyileşelim, paylaştıkça iyileştirelim. Kitabımızda sadece yüz bakış açısı yok, hepimizin #nezamaniyilesiriz etiketiyle paylaşacağı ve zenginleştireceği daha düzinelerce bakış açısıyla yaşayan bir kitabımız var.
İlişkimizin Kitabı: “Ne zaman iyileşiriz?” diye soruyor Erhan. Peki, iyileşecek “biz” kimdir? Biz, ben ve sen mi sadece? Biz, üç kişiden oluşur. Sen, ben ve aramızdaki ilişkidir biz. Aramızdaki ilişkiyi, seni veya beni iyileştirdiğimiz gibi iyileştiremeyiz. Aramızdaki ilişkiyi iyileştirmek için, ikimizin de anlayacağı ortak bir zemine, ortak anlayışa ve ortak kelimelere ihtiyacımız var. Bu kitap, en çok da sen ve ben için değil, aramızdaki ilişkileri iyileştirmek için. Birlikte oturup, kitabı birbirinize okuyup, birlikte üzerinde düşünmeye ve yorum yapmaya ne dersiniz? Birlikte kahve zamanınızı, aranızdaki ilişkiyi iyileştirmek için bir bağlantı zamanına dönüştürebilirsiniz.
Çocukken ne güzel oyunlar kuruyorduk. Şimdi hepimizi bu kitapla hem bu oyunları oynamaya, hem de yeni oyunlar kurmaya davet ediyorum. Şimdiden hepimize iyi eğlenceler diliyorum. Eğlenelim, eğlendirelim; eğlenerek iyileşelim, iyileştirelim.
Özgür Alaz
Ne Zaman İyileşiriz?
“Merhametiniz kendinizi içermiyorsa, eksiktir.”
— Jack Kornfield
Kendimize bugüne kadar sık sık kızmış, pek çok laf sokmuş olabiliriz. Sıkılmış bir kaynana gibi kendimizi eleştirmiş, sürekli kaygılar içinde oradan oraya sürüklemiş ve bir kerecik olsun kendimize şefkatli davranmamış olabiliriz. Şefkatli davranmaktan kastım birkaç tatlı söz söylemek değil. Özünde bunu davranışa dökme. Su içirmek, nefes aldırmak, gün batımından keyif almaya izin vermek, geç yatırmamak gibi… Öz şefkat bir düşünce değil, bir aksiyon. Ve belki bu yönde ilk adımı, öz şefkatin temel sorusu olan “Bugün neye ihtiyacım var?” sorusunu kendimize sorarak atabiliriz. Gerçekten başka türlüsü yok. Düşünerek olmuyor, yaparak oluyor. Haydi başlayalım.
“Vermek yalnızca almaktan önce gelmez;
bunun nedeni budur. Aldığımız vermededir.”
— Israelmore Ayivor
Vermeye değer veren bir ortamda yetişmediysek, almaya odaklı oluyoruz. Bakış açımız “Ne verebilirim?” eksenini göremiyor. “Etrafımdaki bir insana nasıl destek çıkabilirim?” sorusu bizim sözlüğümüzde cevapsız bırakılmış olabiliyor. Sürekli “Ne alabilirim? Ne kazanabilirim?” diye düşünüyoruz. Belki de bu yüzden sosyal medya çekilişleri bu kadar popüler. Bu bize huzur ya da neşe getirmiyor.
Üzücü olan ise, bunu fark etmeyip hayatla bu şekilde ilişki kurmakta ısrarcı olmamız. Alma beklentimiz, kiloyla mama versek de bir türlü doymak bilmeyen genç bir labradorun iştahına benziyor. Bu da dengemizi çok bozuyor. Yılların alışkanlığı bir günde değişmez ama dengeyi sağlamanın bir yolu var. Eğer gönlümüz varsa, almaya değil vermeye niyetlenebiliriz. En basit haliyle, etrafıma ne verebilirim, kendime ne verebilirim diye bakabiliriz. Bugün bunu kendimize kocaman güzel bir bardak su vererek başlatabiliriz. Sevdiğimiz insana sıcacık bir gülücük de verebiliriz. “Ne verebilirim?” sorusunun cevabı tamamen yaratıcılığımıza kalmış. Bugün başlayalım, bakalım bugün verebileceğimiz neler varmış?
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Kişisel Gelişim
- Kitap AdıNe Zaman İyileşiriz?
- Sayfa Sayısı216
- YazarErhan Ali Yılmaz
- ISBN9786258004410
- Boyutlar, Kapak13.6x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğan Novus / 2022