Yıl 1945… Nazilerin patlayan büyük planı ve kapıdaki kaçınılmaz yenilgi…
Nazilerin Üçüncü Reich planı başarısızlığa uğramış gibi görünse de büyük komutanın başka bir planı daha vardır: Zengin uranyum kaynaklarını gerektiği zaman etkili kullanabilmek için saklamıştır. Savaşın yeniden başlaması kaçınılmazdır.
Yıl 2018… Eski SAS askeri Will Jeager’ın öğrendiği o korkunç gerçek…
Uranyum kaynakları kayıptır ve Jeager’ın eşi Ruth ortada yoktur. Düşmanın sahaya indiğine dair hiçbir şüphe kalmamıştır.
Will Jeager ve ekibi tekrar bir arada…
Uranyumun kötü ellere geçmesiyle dünyanın sonunun gelmesi işten bile değildir. Jeager ve ekibi bu kötü sonun önüne geçmek için kolları sıvar fakat düşman her zaman bir adım daha öndedir.
Tehlike gerçektir ve Ruth’u tutan insanlar ellerindeki kozdan emindir. Zamana karşı yarış başlamıştır!
Tik tak… Tik tak…
Ünlü maceraperest, yazar ve Tv programcısı Bear Grylls’ten okurları arasında yankı uyandıran Hayalet Uçak serisinin üçüncü ve son kitabı!
Daily Express, 21 Mayıs 1945
GİZLİ ORDU NAZİ ATOM BOMBASIYLA MÜCADELE ETTİ
Dört adam üç ay boyunca beyaz cehennemde saklandı Bugün görüyoruz ki İngiliz ve Alman bilim insanları beş yıldır savaş içinde kendi savaşlarını veriyor. Dünyadaki en patlayıcı güçle, taraflardan birine savaşı kolayca kazandıracak olan atom bombasını geliştirmek için çalışıyor. Ancak bu, yalnızca teorisyenler arasında bir savaş değil. İngiliz ve Norveçli paraşütçüler de Wehrmacht adamları ve vatan haini destekçileriyle birlikte Norveç’te fırtınanın süpürdüğü Hardanger Platosu’ndaki beyaz cehennemin içinde savaş veriyor. Almanlar savaşı 1940’ta başlattı. Norveç’e hareket etmelerinden birkaç hafta sonra Rjukan’daki geniş hidroelektrik çalışmalarını ele geçirdiler.
Meşhur “tüten-sular” şelalesi tarafından beslenen bu çalışmalar, çok miktarda elektrik sağladı. Bu miktardaki elektrikse Alman planları ve Rjukan’a kurmak istedikleri ordu santrali için önemliydi. Planları, atomu parçalamaktı. Rjukan’da Norveçliler, “ağır su” adıyla bilinen bir maddeden yüksek miktarda üretti. Ağır su, normal suda bulunan hidrojen ve oksijenin iki katı ağırlığa sahip atomlar içerir, böylelikle elektronik hâle getirilebilir… Bilim insanları dünya çapında ağır suyla deneyler yapmış ve büyük güç altında metal uranyumla reaksiyona soktuklarında uranyum atomunu parçalayabileceklerini bulmuşlardır. Böylelikle müthiş bir enerji ortaya çıkacaktır bu da yıkıcı bir patlamaya neden olacaktır. Bu süreçte pek çok teknik zorluk var ancak Almanlar çözüme yaklaşmış olabilir.
Mail Online, Allan Hall, 10 Haziran 2014
BAŞ NAZİ’NİN II. DÜNYA SAVAŞI İNTİHARINDA AMERİKA SAHTEKÂRLIK YAPARAK HİTLER’İN GİZLİ SİLAH
PROGRAMINI ELE GEÇİRMEK İÇİN KAMMLER’İ KAÇIRDI MI?
Elinde binlerce kişinin kanını taşıyan SS Generali Hans Kammler, 1945 yılında Hitler Almanya’sının son günlerinde kendini öldürdü. Bu, en azından onun gerçek kaderiydi. Ölüm kamplarının dehşet salan adam için, böylelikle adalet yerini buldu. Ancak şimdilerde Kammler’in savaştan sonra hayatta kaldığı, Amerika’ya kaçırılarak US yetkilileri tarafından yeni bir kimlik verildiği gündeme gelmekte. Nitekim komutan yalnızca endüstri düzeyinde kölelik ve kıyım teknikleri konusunda uzman değil, aynı zamanda Nazi’nin gizli silah programına da hakimdi. Bir televizyon belgeseline göre Amerikalılar, onun bildiklerini öğrenmekte kararlıydı ve Kammler’i Ruslara kaptırmak istemiyordu.
Hem Amerika hem de Sovyetler Birliği, savaşın ardından kendi uzay ve askeri programlarında yardımcı olması için Hitler’in bilim insanlarını görevlendirmeye çalıştı. Ancak iddiaya göre Kammler’in kayıtları öyle caniceydi ki ölümü konusunda sahtekarlık yapmak zorunda kalındı ve mecburen kendisine yeni bir kimlik verildi. “Tüm o intihar haberleri bir kurmacaydı,” dedi Berlin tarihçisi Rainer Karlsch. “Kammler’in Amerikanlar tarafından tutsak alındığını açıkça gösteren birçok belge var.” Moskova’daki Almanya Tarih Enstitüsü’nden bir başka uzman Matthias Uhl ise şöyle dedi: “Amerika’dan gelen belgeler, sözde intihar konusunda Kammler’in ilişkili olduğu kişiler tarafından gelenlerden daha güvenilir.” II. Dünya Savaşı’nın sonunda, 1901 yılında doğan Kammler, neredeyse SS Başkomutanı Heinrich Himmler ve silahlanma başkanı Albert Speer kadar güçlüydü. “Silahların İntikamı” –İngiltere’de pek çok ölüme ve yıkıma sebep olmuş ancak çatışmanın seyrini değiştirmek için geç kalan V-1 ve V-2 roketleri- dâhil, Nazilerin en gelişmiş teknolojisine erişimi vardı. Ayrıca işgal edilen Polonya’daki kampta öldürülen tahminen 1.2 milyon kişiden çoğunun bedeninin yakıldığı Auschwitz’teki krematoryum dâhil, ölüm kamplarının yapılanmasında da yer almıştı.
Tarih kitapları der ki Üçüncü Reich’in 9 Mayıs 1945’te teslim oluşundan bir gün sonra Kammler kendini vurmuş ya da şimdiki Polonya’nın Szczecin kenti olarak bilinen, eski Alman şehri Stettin’e yerleşmiştir. Bedeniyse hiçbir zaman bulunamamıştır. Karlsch, “Tüm bu intihar hikâyesi, kendini Kammler’e adamış iki yakın yardımcısı tarafından oynanmıştı,” diye konuştu Alman kanalı ZDF TV’ye. Savaşın sonunda Amerika, Nuremberg duruşmalarında baştaki pek çok Nazi’nin cezalandırılmasında yer alırken aynı zamanda gizli Paperclip Operasyonu’nu başlattı –baş Nazi bilim insanlarının gizli kaçış planıydı bu. ZDF, belgeselde şöyle söylüyor: “Kaynaklara göre Kammler, Amerikalılar tarafından kaçırıldı ve US Karşı Casusluğu CIC’in sorgulamasından geçti. Sorumlu gizli hizmet görevlisi, Müttefiklerin başkomutanı General Dwight D. Einsenhower’in yakın dostu Donald Richardson’dı. “Gizli hizmet görevlisinin oğulları, program yapımcılarına babalarının 1945’ten sonra Alman silahları uzmanı olarak görevlendirildiğini söyledi. “İçlerinden biri, John Richardson şöyle dedi: ‘Bu mühendis, Üçüncü Reich’tan Birleşmiş Milletler’e özel bir hazine getirdi. Bizleri modern silahlarla tanıştırdı. Bu ‘faydalı’ Alman’ı Rus zekâ takımının eline geçmesini önlemek üzere Birleşmiş Milletlere getirme sorumluluğu babama verilmişti.’ “Kammler’in hangi isimle yaşamaya devam ettiği veya nerede öldüğü ortaya çıkmasa da bazı arşiv belgeleri, Richardson’ın kanadı altında bulunan bir ‘özel konuk’tan bahsediyor.”
Daily Telegraph, Justin Huggler, 22 Ocak 2015 “NAZİLER KÖLE İŞÇİLER KULLANARAK YERALTINDA NÜKLEER SİLAH MERKEZİ İNŞA ETTİ!”
Avusturyalı belgesel yapımcısı, meşhur Gusen II, toplama kampının yer aldığı kentte önceki sanılandan daha büyük, mühürlenmiş bir yeraltı kompleksi bulduğuna inanıyor. Naziler tarafından inşa edilen ve II. Dünya Savaşı’ndan bu yana gizli kalmış muhtemel bir yeraltı nükleer silah merkezine ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı. Avusturyalı belgesel yapımcısı Andreas Sulzer, belge kanıtlarıyla Avusturya’daki Naziler tarafından yeraltı tünellerinde inşa edilen, mühürlenmiş bir kompleks bulduğunu iddia ediyor. Suzler’in iddiasına göre tünelin yapımında köle işçiler kullanılmış. Ayrıca Suzler, roket ateşleme deposu bulunan merkezin, sanılandan çok daha büyük olduğuna işaret ediyor.
Daha önce Bay Suzler, bölgede normalin üzerindeki radyoaktivite seviyesinin, komplekste nükleer silah üretildiğinin bir işareti olduğunu öne sürmüştü –ancak yerel yönetim, radyasyon test sonuçlarını reddetmişti. II. Dünya Savaşı sonuna doğru Nazilerin bir atom bombası üretmeye yaklaşmış olma ihtimalleri, hâlâ tarihin yanıtsız kalan soruları arasında. Savaşın son yıllarında gizli bir nükleer silah programının varlığına ilişkin ısrarlı söylentiler olmasına karşın herhangi bir kanıt bulunmamıştır. Bay Suzler, Avusturya’nın St. Georgen an der Gusen kenti yakınlarında 1950’den bu yana büyük ölçüde dokunulmadan kalmış yeraltı tüneli kompleksleri bulduğuna inanıyor. Bahsi geçen kent, kötü bilinen Gusen II toplama kampı bölgesini teşkil etmektedir. Mauthausen-Gusen grubuna ait bu kampta işçiler, ölümüne çalışmaları için zorlanmışlardır. 320.000 kadar kişinin bu kamplarda öldüğü düşünülmektedir.
Gusen II’de yaşayanlar, V-2 roketlerinin ve dünyanın ilk savaş jeti Messerschmitt Me 262’nin yapıldığı dev Bergkristall yeraltı kompleksini kazı aşamasında çalıştırılmışlardır. Bay Suzler, keşfettiği ağ tünellerinin yakınında ayrı bir Bergkristall projesinin tesisi olabileceğini düşünüyor. Ancak ana Bergkristall kompleksi, savaşın sonunda Müttefik Devletler tarafından geniş çaplı bir şekilde araştırırken Naziler ikinci kompleksi gizli tutmak için oldukça derine gitmiş, girişi dev granit levhalarla mühürleyerek büyük ölçüde dokunulmamış hâlde kalmasını sağlamışlardır.
1
Avusturya, 24 Nisan 1945
Saatlerdir kutlama yapıyorlardı. Müttefik silahlar o sırada batıya doğru yirmi milden uzak olmayan Alman mevzilerinde çatışıyor olabilirdi ama bu adamlar, zeki Hitler Gençliği üniformaları içinde sanki yarın yokmuşçasına içiyordu. Nemli kayalık duvarlarda milliyetçi şarkılar yankılanıyordu –“Fiendsland’da bir SS Marschiert”- “Şeytanın Şarkısı”, gecenin en sevilenleri. Şarkıların sözleri defalarca coşkuyla söyleniyordu:
SS ilerler düşman topraklarında,
Ve söyler o şeytan şarkısını…
Almanya için savaşırız biz,
Hitler için savaşırız biz…
Bira lekeleri çoktan kurumuştu ama Alman içkisi akmaya devam ediyor, bardaklar birbiri ardına boş, ahşap masalara çarpılıyor, gürültüyse silah sesleri gibi sert duvarlar boyunca yankılanıyordu. Keyfi yerinde gibi görünen SS Generali Hans Kammler doğan biçimli yüzü, çökük gözleri, uzun alnından geriye doğru taranmış sarı saçlarıyla- neredeyse bir damla içki içmemişti.
Çok sayıda lambayla aydınlatılmış geniş alanın çevresinde gezdirdi bakışlarını. Bu dağın tünelleri içine gizlenmiş silah sisteminden oluşan canavar, elektrikle besleniyordu. Ama kırk sekiz saat önce elektrikler kesilmiş ve makine kapanmıştı. Bu yüzden gecenin titrek aydınlatması, kıvrımlı duvarlar üzerinde grotesk gölgeler düşürüyordu. Orada toplanan genç adamlar için ardı ardına kadehler kaldırılmıştı. Nazizm coşkusu ve bir hayli fazla Alman içkisiyle alevlenmiş adamlar, yaklaşmakta olanı güçlükle durdurabilirdi. Son anda itirazlara ya da yüzsüzlüklere mahal verilmemeliydi.
Ve Kammler de böyle bir şeye kesinlikle güç yetiremezdi çünkü bu tünel kompleksinin gölgeleri ardında İmparator’un şimdiye kadarki en büyük sırrı saklanmıştı. Bu, Nazi Almanya’sının önde gelen bilim insanlarının çalışmaları sonucunda elde ettikleri meyveleri temsil ediyordu Uranverein. Bir araya gelerek eşi bulunmayan Wunderdaffe’yi mucize silahıüretmişlerdi. Kammler’in büyük planı ve muhtemelen SS yüksek komutanının en Makyavelci harekâtı Uranverein çalışmasının, yaklaşan müttefiklerden saklı tutulmasına bağlıydı. İşte yaklaşan kurban buydu komutana göre tamamen elzem bir durumdu. Yukarı doğru anlık bir bakış attı Kammler.
Dar bir şaft, yıldızlarla aydınlanan gökyüzüne neredeyse dik bir şekilde yükseliyordu: Bir havalandırma kanalı. Bu altmış delikanlı, tüm akşamdan kalanların anısı eşliğinde içeri süzülen şafak ışıklarıyla uyanacaktı. Ama bu, endişelenecek son şey olurdu, diye zalimce geçirdi aklından. Uzun, ince SS komutanı ayağa kalktı. Ağır kabzası, kuru kafayı andıran SS askeri başı şekliyle zarifçe süslenmiş resmî kılıcını aldı ve hafifçe masaya vurdu. Etrafa yayılan çınlama gittikçe azaldı ve yerini yeni bir çığlık aldı.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıAv Vakti
- Sayfa Sayısı384
- YazarBear Grylls
- ISBN9789752468726
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviPortakal Kitap / 2019
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Ormandaki Kitabevi: Köstebeğin Anıları ~ Mickaël Brun-Arnaud
Ormandaki Kitabevi: Köstebeğin Anıları
Mickaël Brun-Arnaud
Ormanın kalbinde, anıların dehlizinde… Fransız çocuklarının ellerinden düşürmediği Mickaël Brun-Arnaud imzalı “Ormandaki Kitabevi” dörtlemesinin ilk halkası Köstebeğin Anıları; alevlere, zamana ve hafıza kaybına dair, kalpleri titreten...
- Büyükannem Cebimde ~ Iva Procházková
Büyükannem Cebimde
Iva Procházková
Arkadaşları, prenses bir annesi ve oyuncu bir babası olduğu için çok şanslı olduğunu söyleseler de küçük Elias’ın boyundan büyük bir derdi var. Annesi ve...
- İskoçyalı’nın Kollarında ~ Maya Banks
İskoçyalı’nın Kollarında
Maya Banks
Baştan çıkarılmaya hazır olun.” Monica McCarty Mairin Stuart, yatağının kenarındaki taş zeminde diz çökmüş bir şekilde dua ediyordu. Eliyle boynundaki deri kolyenin pürüzsüz yüzeyinde...