Birazoku

Yahudiler tarihleri boyunca Türklerden gördükleri mürüvvet ve ihsanın bir benzerini, başka hiçbir milletten görmediler. XV. asrın sonundan itibaren kitleler halinde Türk yurduna iltica eden bu kavim, Osmanlı sancağı altında şahane hür yaşadı. Haham Zarfati’nin de dediği gibi Yahudiler, Osmanlı mülkünde, Hristiyan toplumlarda maruz kaldıkları mosmor ve kıpkızıl dövülmelerle muhatap olmadılar, en iyi elbiselerini giydiler, inanç ve ibadetlerini yaşamakta serbest oldular.Buna rağmen tüm dünya Siyonist Yahudileri için Türkler, her daim yok edilmesi gereken gog ve magog yani ye’cüc ve me’cüc olarak görüldü. Onlara göre kuzeyden gelecek ve İsrailoğullarını yok edecek millet şüphesiz Türklerdir, zaman, ihsana vefa zamanı değildir. Türkler, Siyonist Yahudilerin üç aşamalı dünya hâkimiyet planının önündeki en büyük engeldir. Bu yüzden Türkiye kademeli bir şekilde işgal ve yok edilecek olan Edom ülkesidir. Elinizdeki bu eser, Siyonist Yahudi’nin dünya hâkimiyet planının şifrelerini, tarihi bir bakış açısıyla ortaya koymakta ve Müslüman Türk gencine bu manada tarih şuuru aşılamayı amaçlamaktadır.

“Millet olarak XV. asırda katliamdan kurtardığımız,sinemizde kendilerine barınma hakkı tanıdığımız bir milletin nasıl bir engerek yılanı olarak zamanı gelince bizi soktuklarını gördüm.”
Cevat Rifat Atilhan
Musa Dağı, Sinan Yayınları, İstanbul, 1995, s. 12.

“Bütün mesele Siyonizm’dir. Onun bertaraf edilmesi Orta Doğu’ya barışın gelmesinin ön şartıdır. Filistin’e Arap-Yahudi barışının gelmesi buna bağlıdır.”
john Rose
The Myths of Zionism, Pluto Press, Londra, 2004, s. 201.

İçindekiler

Girizgâh …………………… 13
BİRİNCİ BÖLÜM:
SİYON YURDU İÇİN İLK ADIMLAR…………… 19
Modern Siyonizmin Temelleri ………………. 21
İdeoloji Terazisinin İki Kefesi: Para ve Tutku Derecesinde İdeal… 24
Herzl’ın Dünyasına Dühring Dokunuşu …………….. 27
Baron Hirsch ile İlk Temas …………………… 28
Rothschild Ailesine Yazılan İlk Mektup ………………. 34
Türkiye İlk Defa Herzl’ın Gündeminde………………. 35
İKİNCİ BÖLÜM:
MÜLK SAHİBİ İLE İLK TEMAS… ……………….. 39
Çabalar Karşılığını Bulmaya Başlıyor………41
İsevilerin Beklediği Adam ………… 42
Arz-ı Mev’ud’un Hudutları ve Türkiye’ye Gitme Planları……. 44
Sultan Abdülhamid Han’dan Gelen İlk Mesaj……….47
Rothschild Dinlemek Bile İstemiyor………. 49
İstanbul Karışık Günler Yaşıyor …………….. 49
İstanbul Yolcusu Kalmasın……………………. 52
Ben Canlı Beden Üzerinde Ameliyat Yaptırmam ….. 55
Sultan, Newlinski’yi Paylıyor ………………… 58
Lütfü Ağa’nın Rüyaları ve Üçüncü Dereceden Mecidi Nişanı….. 61
İstanbul’da Son Gün……………….. 65
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:
SİYON DAVASI KURUMSAL ZEMİNDE………. 67
Herzl’ın Londra’da Siyon Âşıkları İle Temasları …….. 69
Baron Rothschild ile İlk Buluşma ………….. 71
Viyana Türk Sefirinin Mektubu…………….. 75
Herzl Fırsat Kolluyor……………….76
Siyonist Kongresi Senesi ………….. 78
Birinci Siyonist Kongre İçin Basel’e Yolculuk……….. 82
Basel’de Yahudi Devletini Kurdum ………… 85
Kudüs Yerine Anadolu Teklifi ……………….. 86
Osmanlı İstihbaratı Siyonistleri Yakın Takip Ediyor…………… 87
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:
MÜLÜK-Ü ŞAHANE PARSELLENİYOR……….. 89
İkinci Siyonist Kongre ve Osmanlı’nın Yıkılmasını Beklemek … 91
Alman Kayzeri ile Temas ve İkinci İstanbul Seferi …. 96
Siyonizm Davası İçin Karamsar Yıl: 1899 ………….. 106
Artin Paşa’ya Mektup ……………. 109
Böyle Giderse Otuz Sene Sonra Kudüs’ün Hali Nice Olur?…. 112
Kotalı Arazi Satışı ve Turistik Amaçlı Ziyaret Serbestliği …… 117
Üçüncü Siyonist Kongre ve Sonrası ……… 119
BEŞİNCİ BÖLÜM:
MASADA YENİ PLANLAR ……………. 123
Kıbrıs Blöfü…………….. 125
Mezopotamyalı…………………….. 127
Osmanlı İç Muhalefetine Oynama ………. 128
70’lik Ajan Vambery Amca Sahnede……..131
Dördüncü Siyonist Kongre…………………. 134
Osmanlı Borçları ve Duyun-u Umumiye İdaresi…. 136
Siyonizm Türkiye’nin Tüm Borçlarını Devralmak İstiyor….. 142
ALTINCI BÖLÜM:
KONSOLİDASYON MU, KOLONİZASYON MU? ……. 147
Herzl Sonunda Sultan ile Görüşüyor ………………… 149
Herzl, Ulu Hakan’ın Huzurunda………….152
Herzl’ın Abdülhamid Han Yorumları ……………….. 157
Sultan’a Mektuplar ……………….. 163
Beşinci Siyonist Kongresi……………………. 170
İstanbul’a Acil Koduyla Davet …………….. 171
Bir Garip İddia: Herzl, 1902’de İstanbul Hahambaşısı Moşe Levi ile Beraber Sultan’ı Ziyaret Etti… …………. 177
Herzl, Sultan’a Türkiye’de Yahudi Üniversitesi Kurmayı Teklif Ediyor ……………………. 186
YEDİNCİ BÖLÜM:
VE ORTADOĞU KARIŞIYOR ……….. 193
Rothschild: Filistin’e Asla Sahip Olamayacağız …… 195
Devlet Kurma İşi Sadece Bize mi Uzak?…………….. 201
Kimin Malını Kimden İstiyorsun? ……….. 202
On Milyon Gönüllü İngiliz Ajanı………… 206
Doktor Abdullah Cevdet Siyonizmin Hizmetinde …………… 210
Sina Yarımadası Siyonizm Lehine Karıştırılacak! …. 216
Uganda’yı Yahudi Yurdu Olarak Verelim …………… 217
Rus Konsolosun Öldürülmesini Fırsata Çevirmek …………… 222
Altıncı Siyonist Kongre: Filistin’i Unutursam Sağ Yanım Kurusun .. 225
İpler Kopuyor………………………. 227
İtalya Kralı: Evet, Papa: No Possumus ………………. 228
SEKİZİNCİ BÖLÜM:
CİHAN SİYONİZMİ HEDEFİNE ULAŞIYOR… ……….. 239
2000 Yıllık Derin Uykudan Uyanmak………………. 241
Siyonizmin İşaret Fişeği: Dreyfus Davası …………… 248
Ya Asimilasyon Ya da Yahudi Krallığı………………… 255
Siyonizm Herzl Olmadan Yoluna Devam Ediyor …………….. 260
Her Yahudi Siyonist midir?…………………. 261
Jön Türkler (İttihat-Terakki) ile Siyonizm İlişkisi …………….. 270
Sultan Abdülhamid Han’ı Siyonist Masonlar Hal Etti ……… 294
Fihrist ……………………. 316
Faydalanılan Kaynaklar …………. 335

Girizgâh

Yahudilik ya da hemen hemen bununla eş manaya gelen Musevilik en eski semavi dinlerdendir. Yahudiler Hz. İbrahim’in oğlu İshak ve onun oğlu Yakub’tan türemişlerdir. Hz. İshak’ın diğer adı olan İsrail, bu kavmin umumi ismi olmuştur (Beni-İsrail=İsrailoğulları). Yahudiler, Yakup Peygamber’in oğullarından Yusuf Peygamber’in Mısır’a aziz olmasından sonra burada çoğalmışlar, Nil Deltası’na yerleşmişler ve daha sonra da Firavun’un zulmünden kaçıp, Musa Peygamber önderliğinde Kızıldeniz’i geçerek Filistin’e gelmişlerdir. Yahudilerin MÖ 1234 senesinde Filistin’e geldiklerinde burada “Filisti” ve “Kenani” isimli iki kavim ile karşılaştıkları bilinmekte olup, MÖ 2000’den bu yana bu coğrafyada yaşayan bu kavimler, bugünkü Arap Filistin halkıdır. Yahudilerden yaklaşık sekiz asır evvel buraya gelen bahse konu Arap kavimlerinin, Filistin’in iklim şartlarının yumuşak olmasından naşi olarak Arap ceziresinden buraya geldikleri düşünülmektedir.

Yahudiler ilk devletlerini burada kurmuşlardır. Ancak MÖ 587 tarihinde Babil Kralı Nabukadnazar1 tarafından kurdukları devlet yıkılmış, Süleyman Tapınağı da yerle bir edilmiştir. Bu hadiseden sonra Yahudiler yaklaşık 40 sene sürecek Babil esaretine mahkûm olmuşlardır. Birçok eserde, Babil esaretinin bir mahrumiyet şeklinde cereyan etmediğinden, Yahudilerin hem inançlarını yaşamalarına ve hem de rahat bir şekilde çalışıp koloni düzenlerini devam ettirmelerine müsaade edildiğinden bahsedilmektedir. Ancak bu sürgün vetiresinde Yahudiler sürekli olarak, kendilerine vatan addettikleri Kudüs’ü özlemişler ve yeniden buraya gelip Süleyman Tapınağı’nı inşa etmek ve Siyon devletini tekrar ayağa kaldırmak istemişlerdir. Bu devir, melankoli ile karışık Siyon özlemlerinin ilk tohumlarının atıldığı devirdir. Yani denilebilir ki, geleneksel Siyonizm ilk olarak Babil esareti yıllarında Yahudilerin içine düşmüş bir ateştir. Sonrasında Babil’i zapt eden Pers (İran) şehenşahı Yahudilerin yeniden Filistin’e dönmelerine müsaade etmiş ve bu şekilde Babil esareti sona ermiştir. Yaklaşık 50 bin kadar Yahudi, MÖ 550 senesinde Kudüs’e dönmüştür.

Hz. İsa’nın veladetinden sonra, ona düşman olan Yahudilerin, İsevilerin peygamberini çarmıha germeleri ile birlikte Hıristiyan dünyası ile araları bozulan Yahudiler, Roma’nın Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesinden sonra Hıristiyanların açık hedefi haline gelmiştir. Nitekim Roma Kralı Vespasianus’un oğlu Titus, MS 70 senesinde yeniden İsrail Krallığı’nı yıkmış ve Süleyman Tapınağı’nı bu defa tekrar yapılmayacak şekilde yer ile yeksan etmiş, sadece tapınak değil Kudüs şehri de yakılmış, yıkılmış, Yahudiler kılıçtan geçirilmiş, kalanların ise bu şehre girmeleri yasaklanmıştır. Bu hadiseden sonra Yahudiler dünyanın dört bir yanına dağılmış ve vatancüda bir hayat yaşamaya devam etmişlerdir. Yahudilerin devletsiz yaşadıkları dönem yaklaşık 19 asırdır2. Bu kadar uzun bir müddet, bulundukları cemiyetlerin içinde sığıntı gibi yaşayan Yahudiler, 2 Kasım 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu’ndan sonra, zaten uzunca bir zamandır kolonileştirdikleri Filistin topraklarına geri dönmeye başlamışlar, II. Cihan Harbinden sonra da Siyonist İsrail devletini kurmayı başarmışlardır (1948).

Yahudiler, sürgün dönemlerinde, içinde bulundukları toplumları adeta kuru bir süngerin suyu içine çekmesi misali sürekli olarak sömürmüşler ve faizcilik/tefecilik ile insanları kendilerine iktisaden bağımlı hale getirmişlerdir. Ekalli kalil olan bir unsura iktisaden bağımlı olmak istemeyen toplumlar bir müddet sonra bu…