BÜTÜN BİLDİĞİNİZ FELAKET SENARYOLARINI UNUTUN!Felix Hoenikker ölmüştü, çocukları evde yokken denize nazır beyaz hasır koltuğunda ölmüştü. İhtiyar adam bütün gün buz dokuz’a dair ipuçları vererek çocuklarına sataşmış, etiketinde üstü çarpıyla çizilmiş bir kurukafanın olduğu minik şişedeki maddeyi göstermişti. Etikette şöyle yazıyordu: “Tehlikeli! Buz-dokuz! Nemden uzak tutun!”Atom bombasının “baba”larından biri olan Felix Hoenikker, öldüğü sırada dünyanın sonunu getirebilecek gizemli buz-dokuz üzerinde çalışıyordu.
Üç çocuğu bu maddeyi aralarında paylaştılar ve bir daha bu maddenin sözünü etmediler. Ta ki yolları San Lorenzo isimli Karayip adasında bir kez daha kesişene kadar. Bokonon’un da dediği gibi, “Tuhaf seyahat önerileri Tanrı’nın dans dersleridir.” Kedi Beşiği, küresel bir felaketin her zaman ne kadar yakınımızda olduğuna dair acı ironiyle dolu bir kült roman.
İçindekiler
1. Dünyanın Son Günü …………………………………………….. 19
2. İyi, İyi, Çok İyi ……………………………………………………… 21
3. Budalalık …………………………………………………………….. 22
4. Sarmaşıkların Sinsi Sinsi Sarılması …………………………… 24
5. Tıp Hazırlık Öğrencisinden Bir Mektup …………………… 26
6. Böcek Dövüşleri …………………………………………………… 30
7. Şanlı Hoenikker’ler ……………………………………………….. 34
8. Newt’un Zinka Meselesi ………………………………………… 35
9. Yanardağlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ………………. 37
10. Gizli Ajan X-9 ……………………………………………………. 39
11. Protein ……………………………………………………………… 41
12. Dünyanın Sonu Keyfi ………………………………………….. 43
13. Tecrit Merkezi ……………………………………………………. 45
14. Arabalarda Billur Vazolar Varken …………………………… 48
15. Mutlu Noeller ……………………………………………………. 50
16. Anaokuluna Dönüş ……………………………………………… 53
17. Kızlar Kadrosu …………………………………………………… 55
18. Dünyadaki En Kıymetli Mal …………………………………. 57
19. Artık Çamur Diye Bir Şey Yok ……………………………… 60
20. Buz-dokuz ………………………………………………………….. 63
21. Deniz Piyadeleri, İleri, Marş! ………………………………… 66
22. Sarı Basından ……………………………………………………… 67
23. Son Kek …………………………………………………………….. 69
24. Wampeter Nedir ………………………………………………….. 70
25. Dr. Hoenikker’in Asıl Meselesi ……………………………… 72
26. Tanrı Nedir ………………………………………………………… 74
27. Marslılar ……………………………………………………………. 75
28. Mayonez …………………………………………………………… 78
29. Kalbimizde Yaşıyor ……………………………………………… 80
30. Uyuyorsun Yalnızca …………………………………………….. 82
31. Öbür Breed ……………………………………………………….. 84
32. Dinamit Parası ……………………………………………………. 86
33. Nankör Bir Adam ……………………………………………….. 88
34. Vin-dit ………………………………………………………………. 90
35. Hobi Dükkânı ……………………………………………………. 94
36. Miyav ……………………………………………………………….. 97
37. Modern Bir Tümgeneral ………………………………………. 99
38. Dünyanın Iskarmoz Başkenti ………………………………. 101
39. Fata Morgana …………………………………………………… 103
40. Umut ve Merhamet Evi ……………………………………… 105
41. İki Kişilik Bir Karass ………………………………………….. 107
42. Bisikletler Afganistan’a ………………………………………. 110
43. Temsilî Biri ………………………………………………………. 114
44. Komünist Sempatizanları …………………………………… 117
45. Amerikalılardan Neden Nefret Ediliyor ………………… 119
46. Caesar’ın Hakkı Caesar’a Meselesinin Bokonon’cu
Yorumu ……………………………………………………………. 121
47. Aktif Gerilim ……………………………………………………. 123
48. Tıpkı Aziz Augustinus Gibi ………………………………… 125
49. Azgın Denizin Fırlattığı Balık ……………………………… 127
50. Tatlı Bir Cüce …………………………………………………… 132
51. Peki, Anne ……………………………………………………….. 133
52. Acısız ……………………………………………………………… 136
53. Fabri-Tek’in Genel Müdürü ………………………………… 138
54. Komünistler, Naziler, Kraliyet Yanlıları,
Paraşütçüler ve Asker Kaçakları …………………………… 140
55. Asla Kendi Kitabınızın Dizinini Hazırlamayın ……….. 142
56. Kendini Besleyen Kısırdöngü ………………………………. 145
57. Tatsız Bir Rüya …………………………………………………. 147
58. Farklı Bir Tiranlık ……………………………………………… 149
59. Kemerlerinizi Bağlayın ………………………………………. 151
60. Mahrum Bir Halk ……………………………………………… 154
61. Bir Onbaşı’nın Değeri ……………………………………….. 156
62. Hazel Niçin Korkmadı ……………………………………….. 158
63. Hürmetkâr ve Özgür …………………………………………. 160
64. Huzur ve Bolluk ……………………………………………….. 162
65. San Lorenzo’ya Gelmek İçin Doğru Zaman ………….. 164
66. Olup Olabilecek En Güçlü Şey …………………………… 167
67. Çİ-HENG-GEL-LİĞHİ! ……………………………………. 169
68. YU-VÜZ Tİ-MOH-KRAS-Sİ ŞEFİ-Tİ ………………….. 171
69. Devasa Mozaik …………………………………………………. 172
70. Bokonon’un Öğrencisi ……………………………………….. 175
71. Amerikalı Olmanın Mutluluğu ……………………………. 177
72. Dangalak Hilton ……………………………………………….. 179
73. Kara Ölüm ………………………………………………………. 182
74. Kedi Beşiği ……………………………………………………….. 186
75. Albert Schweitzer’e Selamımı Söyleyin ………………… 189
76. Julian Castle Her Şeyin Anlamsızlığında
Newt’la Hemfikir Oluyor …………………………………… 191
77. Aspirin ve Boko-Maru ………………………………………… 193
78. Amansız Kuşatma ……………………………………………… 195
79. McCabe’in Ruhu Neden Daraldı …………………………. 197
80. Şelalenin Süzgeçleri …………………………………………… 199
81. Vagon Hizmetlisinin Oğluna Beyaz Gelin …………….. 202
82. Zah-mah-ki-bo …………………………………………………. 205
83. Dr. Schlichter von Koenigswald Beraberlik
Sayısına Yaklaşıyor …………………………………………….. 207
84. Karartma …………………………………………………………. 209
85. Bir Çuval Foma …………………………………………………. 211
86. İki Küçük Termos ……………………………………………… 213
87. Halim, Tavrım ………………………………………………….. 216
88. Frank Niçin Cumhurbaşkanı Olamıyor …………………. 219
89. Duffle ………………………………………………………………. 221
90. Tek Bir Engel ……………………………………………………. 223
91. Mona ………………………………………………………………. 225
92. Şairin İlk Boko-Maru’sunu Kutlarken Söylediğidir ….. 227
93. Mona’mı Az Kalsın Nasıl Kaybediyordum …………….. 228
94. En Yüksek Dağ …………………………………………………. 231
95. Çengeli Görüyorum ………………………………………….. 233
96. Çan, Kitap ve Şapka Kutusundaki Tavuk ………………. 235
97. Murdar Hıristiyan ……………………………………………… 238
98. Son Dua ………………………………………………………….. 241
99. Tang-grıh çam-mau-rıh yağ-rağ-dığ ………………………. 243
100. Frank Yeraltı Zindanına İniyor …………………………… 246
101. Seleflerim Gibi, Bokonon’u Yasaklıyorum …………… 248
102. Özgürlüğün Düşmanları …………………………………… 250
103. Yazar Grevinin Etkilerine Dair Tıbbi Bir Görüş ……. 253
104. Sülfatiyazol ……………………………………………………. 255
105. Ağrı Kesici ……………………………………………………… 258
106. Bokonon’cular İntihar Ederken Ne Der ………………. 260
107. Doya Doya Bakın Şimdi! ………………………………….. 262
108. Frank Ne Yapacağımızı Söylüyor ……………………….. 263
109. Frank Kendini Savunuyor …………………………………. 265
110. On Dördüncü Cilt ……………………………………………. 267
111. Mola ……………………………………………………………… 269
112. Newt’un Annesinin El Çantası ………………………….. 272
113. Frank Yeraltı Zindanına İniyor …………………………… 274
114. Kalbime Giren Kurşunu Hissettiğimde ………………. 276
115. Her Nasılsa …………………………………………………….. 280
116. Sağır Eden Gacırtı …………………………………………… 283
117. Sığınak ………………………………………………………….. 285
118. Demir Bakire ve Zindan …………………………………… 287
119. Mona Bana Teşekkür Ediyor ……………………………… 290
120. İlgilisi ……………………………………………………………. 293
121. Cevap Vermekte Gecikiyorum ………………………….. 296
122. İsviçreli Robinsonlar ………………………………………… 298
123. Fareler ve İnsanlar …………………………………………… 300
124. Frank’in Karınca Çiftliği …………………………………… 303
125. Tazmanyalılar …………………………………………………. 306
126. Çalsın Borular ………………………………………………… 308
127. Son ……………………………………………………………….. 310
1
Dünyanın Son Günü
Bana Jonah deyin. Annemle babam öyle demişler, yani neredeyse. Bana John adını vermişler. Jonah, yani John değil de Sam olsaydım eğer, yine de bir Jonah olurdum, şu meşhur Jonah gibi diğerlerine şanssızlık getirdiğim için değil tabii, birileri ya da bir şeyler beni muhakkak belli zamanlarda belli yerlerde olmaya mecbur ettiği için. Hem bilindik hem de tuhaf sebepler ve vasıtalar çoktan sağlanmıştır. Ve plana göre saptanmış her saniyede ve her mekânda, bu Jonah hazır ve nazır olmuştur. Bakın, dinleyin: Ben daha genç bir adamken, iki karı, 250.000 sigara ve 750 galon içkiden önce… Ben çok daha genç bir adamken, adı Dünyanın Son Günü olacak bir kitap için malzeme toplamaya başlamıştım. Kitap gerçeklere dayanacaktı. Kitap Japonya, Hiroşima’ya ilk atom bombası atıldığı gün kimi önemli Amerikalıların neler yaptıklarını anlatacaktı. Hıristiyanlıkla ilgili bir kitap olacaktı. Ben o zamanlar Hıristiyandım. Şimdi Bokonon’cuyum.
Eğer o zamanlar bana Bokonon’un acı tatlı yalanlarını öğretecek birileri olsaydı, ta o zamanlar Bokonon’cu olurdum. Ama Bokonon, Karayip Denizi’ndeki küçücük bir adada konuşlanmış San Lorenzo Cumhuriyeti’ni çevreleyen çakıllı sahillerin ve keskin mercan kayalıklarının ötesinde henüz tanınmıyordu. Biz Bokonon’cular, insanlığın ekiplere ayrıldığına, bu ekiplerin de ne yaptıklarını bile bilmeden Tanrı’nın Emirleri’ni yerine getirdiğine inanırız. Bokonon bu ekiplere karass adını verir. Beni kendi hususi karass’ıma taşıyan vasıta, yani kan-kan da asla tamamlayamadığım kitaptı, adı Dünyanın Son Günü olacak olan kitap.
2
İyi, İyi, Çok İyi
“Eğer hayatınızın pek de mantıklı bir sebep olmaksızın başka birinin hayatıyla iç içe geçtiğini fark ederseniz,” diye yazar Bokonon, “o kişi sizin karass’ınızın bir üyesi olabilir.” Bokonon Ciltleri’nin başka bir yerinde de bize şöyle der: “İnsan dama tahtasını, Tanrı’ysa karass’ı icat etti.” Bu sözle karass’ın ulusal, kurumsal, mesleki, ailevi ve sınıfsal sınırları göz ardı ettiğini anlatır. Bir amip gibi serbest formludur. Bokonon, “Elli Üçüncü Kalipso”sunda bizi kendisine eşlik etmeye davet eder:
Central Park’ta
Uyuklayan bir ayyaş,
Ve balta girmemiş ormanlarda
Bir aslan avcısı,
Ve Çinli diş hekimi,
Ve İngiliz kraliçesi
Aynı makinede
Birbirine karışıyor hepsi.
İyi, iyi, çok iyi;
İyi, iyi, çok iyi;
İyi, iyi, çok iyi
Aynı aygıtın içinde,
İnsanlar türlü çeşitli.
3
Budalalık
Bokonon hiçbir yerde insanın karass’ının sınırlarını ve Yüce Tanrı’nın kendisine yaptırdıklarının doğasını keşfetmesine dair uyarıda bulunmaz. Bokonon yalnızca böylesi soruşturmaların eksik kalmaya mahkûm olduğunu söyler. Bokonon Ciltleri’nin öz yaşamöyküsel kısmında keşfetmiş ve anlamış gibi yapmanın nasıl bir budalalık olduğuna dair bir mesel yazar:
Bir zamanlar Rhode Island, Newport’ta, Episkopalyen bir hanımefendiyle tanışmıştım. Benden danuası için bir köpek kulübesi tasarlayıp inşa etmemi istemişti. Hanımefendi Tanrı’yı ve Tanrı’nın Çalışma Biçimleri’ni mükemmelen idrak ettiğini iddia ediyordu. Herhangi birinin olup bitenler ya da olacak olanlar hakkında kafasının karışmasını anlayamıyordu. Hal böyleyken, inşa edeceğim köpek kulübesinin taslağını hanımefendiye gösterdiğimde, “Kusura bakmayın, böyle şeyleri hiç okuyamam,” dedi bana. “O zaman kocanıza ya da rahibinize verin de Tanrı’ya iletsin,” dedim. “Tanrı boş bir vaktinde, benim tasarladığım bu köpek kulübesini eminim sizin bile anlayabileceğiniz şekilde açıklayacaktır.” Beni kovdu. Onu hiç unutmadım. Tanrı’nın yelkenli teknelere binenleri sürat teknelerine binenlerden daha çok sevdiğine inanan bir kadındı. Solucan görmeye dayanamazdı. Solucan gördüğünde çığlık atardı. Aptalın tekiydi, ben de öyleyim tabii, tıpkı Tanrı’nın Yaptıkları’nı anladığını iddia eden herkes gibi, [diye yazar Bokonon]
4
Sarmaşıkların Sinsi Sinsi Sarılması
Her ne olursa olsun, bu kitapta kendi karass’ımdan mümkün olduğunca çok üyeye yer verip, bu dünyada müşterek olarak yaptıklarımıza dair bütün kuvvetli ipuçlarını incelemek niyetindeyim. Bu kitabın Bokonon’culuk adına bir risale olmasını istemem. Ancak yine de kitaba dair Bokonon’cu bir uyarıda bulunayım.
Bokonon Ciltleri’nin ilk cümlesi şöyledir: “Size anlatmak üzere olduğum tüm gerçekler aslında arsızca yalanlardır.” Benim Bokonon’cu uyarım ise şu: Kullanışlı bir dinin nasıl yalanlar üzerine inşa edilebileceğini anlayamayan biri bu kitabı da anlayamaz. Öyle olsun bakalım.
* * *
Karass’ıma gelince. İlk atom bombasının sözde “baba”larından Dr. Felix Hoenikker’in üç çocuğu kesinlikle üyeleri arasındadır. Şüphesiz Dr. Hoenikker de benim karass’ımın üyelerindendir, ancak kendisi benim sinookas’ım, yani yaşamımın sarılgan filizleri, onun çocuklarınınkilerle karışmaya başlamadan önce vefat etmiştir.
Sinookas’ımın ilk temas ettiği vârisi Newton Hoenikker idi, üç çocuğunun en küçüğü, iki oğlundan ufak olanı. Üyesi olduğum kardeşlik derneğinin yayını Delta Upsilon Quarterly’den, Nobel Ödüllü fizikçi Felix Hoenikker’in oğlu olan Newton Hoenikker’in de benim şubemde, Cornell Şubesi’nde olduğunu öğrendim. Sonra da Newt’a şu mektubu yazdım:
Sevgili Mr. Hoenikker: Yoksa Sevgili Biraderim Hoenikker mi demeliyim? Ben, şimdilerde hayatını serbest yazarlıkla kazanan bir Cornell Delta Upsilon üyesiyim. İlk atom bombasıyla ilgili bir kitap için malzeme topluyorum. Kitabın içeriği bombanın Hiroşima’ya atıldığı 6 Ağustos 1945 günü yaşananlarla sınırlı kalacak. Rahmetli babanız genellikle bombanın başlıca yaratıcılarından biri olarak anıldığından, bombanın atıldığı gün babanızın evinde yaşananlarla ilgili bana anlatabileceğiz her türlü ayrıntı için size müteşekkir olacağım. Üzülerek ifade etmeliyim ki şanlı ailenize dair yeterince malumat sahibi değilim, dolayısıyla kız ya da erkek kardeşleriniz var mı, bilmiyorum. Eğer kardeşleriniz varsa benzer sorular yöneltebilmek için onların da adreslerini almayı çok isterim. Bomba atıldığında sizin çok küçük yaşta olduğunuzun farkındayım, zaten böylesi daha iyi. Kitabım bombanın teknik yönlerinden ziyade insani yönlerinin altını çizecek, bu sebeple o gün yaşananların, ifademi mazur görürseniz, bir “bebeğin” gözünden anlatılması gayet yerinde olacaktır. Yazının biçimi ve üslubu konusunda endişeniz olmasın. Onları bana bırakın. Bana hikâyenizi ana hatlarıyla anlatmanız yeterlidir. Ben, elbette kitap basılmadan önce son halini onayınız için sizinle paylaşacağım.
Biraderce sevgilerimle
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Roman (Yabancı)
- Kitap AdıKedi Beşiği
- Sayfa Sayısı312
- YazarKurt Vonnegut
- ISBN9789750751134
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2021
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Khimaira ~ John Barth
Khimaira
John Barth
“‘İki keredir benim hikâye anlatıcısı olduğumu söylüyorsun,” dedi; “ama ben Dünyazat’tan başka hiç kimseye hikâye anlatmadım, hem uyumadan önce ona anlattığım hikâyeler de herkesin...
- Lilith ~ Nikki Marmery
Lilith
Nikki Marmery
Havva’dan önce Lilith vardı. Lilith ve Âdem, Cennet Bahçesi’nde eşit ve mutludurlar. Ta ki Âdem, Lilith’in kendi iradesine boyun eğip onun altına yatması gerektiğine...
- Şeytan ~ William Peter Blatty
Şeytan
William Peter Blatty
“Saat yarıma gelirken, Chris kaşlarını çatarak merakla başını okuduğu senaryodan kaldırdı. Tıkırtılar duymuştu. Tuhaf tıkırtılar. Boğuk. Ritmik ve çoğul. Ölü bir adamın iletmeye çalıştığı...