2000’li yılların başlarında kamu kültürünün, işbirliğinin ve bilginin zaferi olarak görülen dijital teknolojiler ve bu teknolojilerin beslediği dijital kültür, aradan geçen yıllar içinde kapitalizmin en sağlam çarklarından biri hâline geldi. Dünyayı birbirine yaklaştıran ağların, gönüllü topluluklarının, kitle kaynağının gücünü fark eden Silikon Vadisi’nin teknoseçkinleri, iş dünyasının guruları, girişimciler ve risk sermayedarları son yıllarda bu yeni kültürü kapitalizmin insanlığa bir “armağanı” ve kapitalizm hakkındaki olumsuz kanaatlerin haksız çıkışının bir belirtisi olarak görüyorlar.
Bu kitapta Jenny Huberman bu iddiayı enine boyuna sorgulayıp değişenin kapitalist düzenin kendisi değil, yüzü ve araçları olduğunu ileri sürüyor. Dijital dünyanın yarattığı imkânların kapitalist sistem tarafından kısa sürede yeni sermaye birikimi, tahakküm ve el koyma biçimleri yaratmak için nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu yeni biçimleri meşrulaştıran ideolojilerin hangileri olduğunu soruyor. Bu ideolojilerin, kamu yararını ve açık kaynakları, küçük bir grup ayrıcalıklı insanın elinde toplanan üretim ve propaganda araçları hâline getirdiğini ifşa ediyor.
İÇİNDEKİLER
Teşekkür 13
Önsöz
Mesleki Bir Risk 15
Giriş
Dijital Çağ ve Kapitalizmin Ruhları 17
1. Dijital Kapitalizm 22
2. Kapitalizmin Ruhları 27
3. Silikon Vadisi ve Dijital Kapitalizmin Ruhu 33
4. Kitabın Düzeni 41
5. İdeoloji Hakkında Bir Not 43
1
Rekabet Ruhu: Teşvik Yarışmaları Yoluyla
Kitlekaynaklaştırma
46
1. Rekabet Ruhunu Açığa Çıkarmak, Dünyayı Kurtarmak
ve Akıllılığı Övmek
50
2. Oyun Alanını Dengelemek ve İlerlemeyi Hızlandırmak 59
3. Sadece Kazanana Ödersiniz! 62
4. HeroX ve Platform Kapitalizmi 69
5. Rekabeti Korumak ve Ağları Beslemek 75
6. Sonuç: İnovasyonu Demokratikleştirmek mi, Eşitsizliği
Şiddetlendirmek mi?
80
İşbirliği Ruhu: Toplulukların
Kitlekaynaklaştırılması
84
1. Toplumdaki Topluluk 85
2. İşbirliğine Programlanmış Olmak 90
3. Topluluğun Kitlekaynaklaştırılmasını İşe Koşmak 94
4. “Tesadüfî Bir İş” 95
5. Topluluğun Kitlekaynaklaştırılması Kurumsal Hâle Geliyor 102
6. Sonuç: Zenginlik Ağların mı, Şirketlerin mi? 111
3
Oyun Ruhu: Akıllı Telefon Uygulamaları ve Artık
Değerin Dijital Sömürüsü
118
1. Uygulamalardan Para Kazanmak 122
2. Sınırları Bulanıklaştırmak ve Görevleri Oyunlaştırmak 126
3. Anları Çoğaltmak ve Milyonları Çoğaltmak 132
4. Sonuç: Boş Zaman mı, Bedava Emek mi? 138
4
Kolaylık Ruhu: Amazon Go ve Gözetim Kapitalizmi 143
1. Amazon Go 145
2. Gözetim Kapitalizmi 147
3. Kolaylık İdeolojisi 153
4. Sonuç: İdeoloji, Artık Değere El Koyma ve Kolaylık
Ekonomisi
166
5
Bağış Ruhu: Teknohayırseverlik İşi 172
1. Hiperfailler 175
2. PiyasaDünyası 180
3. Teknoçözümcülük Dünyayı Kurtarabilir 182
4. Bağışlama İşi 188
5. Teknoseçkinlere Bağış Yapmayı Öğretmek: Silikon
Vadisi Toplumsal Girişim Fonu
192
6. Amaç ile Kâr Arasındaki Çizgileri Bulanıklaştırmak:
Etki Yatırımı ve Toplumsal Girişim
199
7. Bağış Taahhüdü: Ahlaki Failler Yaratmak 203
8. Sonuç: Bağışın Gücü 210
Sonuç
Dijital Kapitalizmin Ruhu ve Çelişkileri 213
1. Dijital Kapitalizmin Ruhu 215
2. Rekabet ve İşbirliği 220
3. Yaratıcılık ve Otomasyon, Özgürleşme ve Gözetim 224
4. Teknoçözümcülük ve Toplumsal Kurtuluş 226
5. Hayırseverlik ve Açgözlülük 228
6. Dijital Kapitalizmin Kültürel Çelişkilerinin Sonuçları 230
7. Umut Işığı 239
Kaynakça 241
Dizin 259
Teşekkür
Diğer yazarların kitaplarındaki teşekkür bölümlerini okuduğumda çoğu kez şaşırır ve açıkçası imrenirim. Sıklıkla sayfalarca teşekkürler sıralanır ve kendimi, bu yazarların nasıl bu kadar çok insanı eserlerini okumaya ve incelemeye ikna etmeyi başardığına hayret ederken bulurum. Ben daha ıssız bir entelektüel evrende yaşıyorum ama bu yüzden de dijital kapitalizm hakkında düşünmeme ve yazmama katkıda bulunan insanlara minnettarlığım özellikle önem taşıyor. Bu kitap, Hindistan’da girişimcilik ve dijital kapitalizm üzerine çalışmaları şimdiden ekonomik antropoloji alanını kasıp kavuran parlak genç antropolog Ipshita Ghosh olmasaydı asla yazılmazdı. Ipshita, Society for Economic Anthropology’nin elverişli ekonomi başlıklı bir konferansı için bir bildiri sunmamı önerdiğinde bana ilham vererek dijital çağda kapitalizm hakkında bir şeyler yazmamda çok önemli bir rol oynamıştı. Daha sonra, Ipshita çalışmamla ilgili birçok yapıcı geri bildirimde bulundu ve antropolojik evrenimi ve düşüncemi genişletmeme yardımcı oldu.
Ayrıca Kansas City’deki Missouri Üniversitesi’nde parlak bir iktisatçı olan Zhongjin Li’nin yoldaşlığından ve entelektüel dostluğundan da son derece yararlandım. Zhongjin, bilim dalı sınırlarını aşacak ve benimle resmî olmayan bir okuma grubu oluşturacak denli cömert ve hoşgörülüydü. Hâlâ bir antropolog –hatta belki de sosyolog– gibi düşünüp yazmama rağmen, onun analitik titizliği ve dijital kapitalizmin dinamiklerine ilişkin içgörüleri bana çok şey öğretti. Zhongjin ayrıca çalışmalarımın sabırlı bir okuru da oldu.
Kelly McKowen, Üçüncü Bölüm hakkında çok yararlı geri bildirimlerde bulundu ve bu taslağı inceleyen anonim eleştirmenler de bu alanda alışılmadık derecede yapıcı ve kapsamlı geri bildirimler sağladılar. Şimdiye kadar birlikte çalıştığım en anlayışlı, ilgili ve destekleyici editörlerden biri olan Jonathan Skerrett’e ve bu kitabın taslağının ortaya çıkışına katkıda bulunan Polity Yayınevi ekibinin geri kalanına özel bir teşekkürü borç bilirim. Son olarak aileme teşekkür etmek istiyorum. Siz olmasaydınız ruhum kanatlanamazdı. Sizleri her daim ve sonsuza dek seviyorum.
Önsöz
Mesleki Bir Risk
Ben eğitimim gereği bir kültürel antropoloğum ve şimdiye kadar yaptığım tüm araştırmalarda ve yazdığım tüm yazılarda, antropologlar arasında geniş çapta mesleki bir tehlike olarak kabul edilen şeylerden kaçınmak için elimden gelenin en iyisini yaptım. Bu tehlike, incelediğimiz ve anlamak istediğimiz insanlar hakkında hüküm vermek ve eleştiride bulunmaktır. Antropolojide, kültürel görecilik düşüncesi bize araştırma öznelerimize hoşgörü ve merakla yaklaşmayı öğretmektedir. İnançlarını ve uygulamalarını yanlış diye kınamak yerine, bunların insan yaşamlarının kültürel bağlamı içinde nasıl anlam ifade ettiklerini göstermeyi amaçlarız. Bu benim çok ciddiye aldığım bir mesajdır ve kesinlikle öğrencilerime rutin olarak verdiğim bir derstir.
Hâl böyleyken, bu kitapta böyle bir riske girmeyi göze alıyorum. Bu kitap eleştirel içeriklidir, bir savı vardır ve dijital kapitalizm çağını ayakta tutan çeşitli ideolojileri, son kertede onların ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak umuduyla araştırmaktadır. Bu kitabı hayal kırıklığına uğradığım ve öfkeli olduğum için yazdım. Kuşkusuz böyle bir şeyin, hâlâ ortadan kalkmayan küresel bir salgın yüzünden bir yıllığına toplumdan tecrit olmaya zorlanmakla da bir ilgisi olabilir. Fakat öfkemin gerçek kaynağı, dünyamızın ve toplumumuzun bugün olduğundan çok daha iyi olabileceğini bir kez daha fark etmemden kaynaklanıyor. Bu kitaptaki birçok teknoloji tutkununun iddia ettiği gibi, en acil sorunlarımızdan bazılarını çözmek için elimizde bilim ve teknoloji var. Gezegendeki zenginlikler daha farklı bir şekilde dağıtılsaydı hepimiz güvenli ve insan onuruna yakışır şekilde yaşayabilirdik, bundan kuşku yok. Birçok potansiyele sahibiz. Hâl böyleyken bu potansiyel, kâr üretimini insanlığın refahının önüne koyan bir ekonomik sistemin zorunlulukları tarafından sürekli olarak ele geçiriliyor ve baltalanıyor.
Bu yüzden, ilerleyen sayfalarda biraz asabi görünürsem beni affedin. Umarım bunun iyi bir nedeni olduğunu hatırlarsınız. Bu kitabın hem bizi çok sayıda insana zarar veren bir sisteme bağlayan inançları görmemize yardımcı olmasını istiyorum hem de kâr yerine insanı önde tutan bir “insan ekonomisi” (Hart, Laville ve Cattani 2010) geliştirilmesi konusunda daha yaratıcı düşüncelere ilham vermesini umuyorum.
Giriş
Dijital Çağ ve Kapitalizmin Ruhları
Kapitalizm, çöküşünü sürekli müjdeleyen öngörülerin aksine, ayakta kalıp imparatorluğunu sürekli genişlettiyse bunun nedeni, makul, hatta arzu edilir bir düzen –sadece olanaklı bir düzen değil, olanaklı düzenlerin en iyisi– olarak görünmesine izin veren, eylemi yönlendirebilen bir dizi temsile ve gerekçelendirmeye sırtını dayamasıdır. Luc Boltanski ve Eve Chiapello, The New Spirit of Capitalism (2007: 10)
Bir sosyal bilimci olmanın en sevdiğim yönlerinden biri, bir araştırma projesini sürdürürken neredeyse kaçınılmaz olarak başka bir proje fikrinin ortaya çıkmasıdır. Bu kitapta da durum böyleydi. Bu kitabı kaleme alma düşüncesi, ben ABD’deki transhümanist hareket üzerine araştırmaya devam ederken ortaya çıktı. Transhümanistler, kendilerini insanların biyolojik sınırlamalarının üstesinden gelmek ve gelişmiş bir insan sonrası tür yaratıp yeni bir toplum kurmak için bilimi ve teknolojiyi sonuna kadar kullanmaya adamışlardır. Fütüristler ve teknoütopyacılar olarak transhümanistler, bilim ve teknolojinin en zorlu sorunlarımızı çözmek için kullanılabileceğine dair sarsılmaz bir inancı paylaşmaktadırlar. Fakat iş diğer ideolojik taahhütlere gelince kendi içlerinde bölünmektedirler. Sözgelimi bazı transhümanistler, bilim ve teknolojinin faydalarının herkes tarafından paylaşılmasını teminat altına almanın en iyi yolunu demokratik sosyalizmin sağladığına inanmaktadırlar. Buna karşılık, hareketin en etkili ve sözünü sakınmayan üyeleri ile Silikon Vadisi’nin en güçlü teknoseçkinleri arasından çıkan üyeleri, serbest piyasa kapitalizminin, radikal ölçekte geliştirilmiş bir gelecek vaadini verimli ve etkili şekilde gerçekleştirebilen tek ekonomik sistem olduğunu ileri sürmektedirler.
“Her şeyi açıkça söyleme” anlayışımla itiraf etmeliyim ki ben yeni ve gelişmiş bir insan sonrası türü başlatmak yerine demokratik sosyalizmin olanaklarını keşfetmekle daha fazla ilgilendiğim için gönlüm daha ziyade birinci gruptan yanadır. Böyle olmakla birlikte, beni bu kitapta inceleyeceğim sorulara yönelten şey kapitalizmin vaadine kendini adamış işte bu ikinci transhümanistler grubuydu. Transhümanistlerin serbest piyasa sistemine olan inançlarını savunma ve ilerletme yollarının izini sürerken, eşitsizliğin ve ekonomik sıkıntıların hızla arttığına dair artan kanıtlara rağmen, onların mevcut teknolojik çağdaki sermaye birikimini desteklemek ve sürdürmek için kullandıkları baskın gerekçelerin neler olduğunu kendime sormaya başladım.1 Sorum şuydu: Yeni teknolojilere yatırım yaparak servet kazananlar ve şirket kârlarını artırma umuduyla yeni teknolojileri devreye sokanlar kapitalizmi “olanaklı tek ekonomik düzen”, hatta “olanaklı ekonomik düzenlerin en iyisi” olarak sunmak için hangi düşünceleri ve temsilleri kullanıyorlar?
Bu kitapta işte bu soruları bir hareket noktası yaparak, dijital çağda toplumsal hayata bir dizi yeni kültürel çelişkinin nasıl nüfuz ettiğini göstermek amacıyla çağdaş kapitalizmi ele alan iki yaklaşımı sentezleyeceğim. Bir yandan, dijital teknolojilerin yeni sermaye birikimi, sömürü ve tahakküm…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Ekonomi İnceleme/Araştırma
- Kitap AdıDijital Kapitalizmin Ruhu - Emek, Sermaye ve Sömürünün Değişen Kisvesi
- Sayfa Sayısı264
- YazarJenny Huberman
- ISBN9786258242980
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviFol Kitap / 2023