Kalp hayatın merkezinde yer alır. Kardiyolog Sandeep Jauhar içinse saplantı derecesinde bir tutkudur. Zira kalple ilgili sorunlar ailesinde büyük travmalar yaratmış, hassas bir yapıya sahip olan Jauhar’a daha çocuk yaşlarda uzman doktorluğa giden yolu açmıştır.
“Kalp: Bir Tarihçe”, hayatın motoru olduğu kadar her türden duyguyu barındıran en önemli organı tüm yönleriyle ele alan bir kitap. Bir yandan tıp doktorları ve bilim insanlarının giriştikleri kimi tabu yıkıcı deney ve keşiflerin öyküsünü anlatırken bir yandan da bu büyüleyici organın yapısına ve işleyişine açıklık getiriyor. Bununla beraber özellikle modern tıbbın olağanüstü başarılarının yanında yetersiz kaldığı noktalara da işaret ediyor. Kalp hastalıklarının halen en önemli kamu sağlığı sorunlarından biri olduğunu belirten yazar, kişisel deneyim ve gözlemleri kadar geniş çaplı araştırma sonuçlarına da yer veriyor. Böylece meselenin sadece teknolojik ilerlemeyle çözülemeyeceğini savunarak toplumsal sorunlara ve günümüz insanının ruh haliyle yaşam tarzına da dikkat çekiyor.
“Jauhar, oldukça güvenilir bir rehber olarak her birimizin hayatının nasıl devam ettiğini ilgi çekici bir hikâyeyle anlatıyor… Hem temel bilgiler veren hem de övgü mahiyetinde bir kitap olan Kalp, hakkında çok az şey bildiğimiz içimizdeki bu en kutsal organa dair büyüleyici bir ders anlatıyor.”
Washington Post
***
Kalbim Pia’ya
Vücudun can veren kıvılcımı, ondaki hayatın bakıcısı, yaratıcı ilke ve duyuların ahenk sağlayan bağı; insan yapısındaki merkezi bağlantı… doğamızın temel direği, kralı, idarecisi, yaratıcısı.
Bernard Silvester, on ikinci yüzyıl şairi ve felsefecisi
İÇİNDEKİLER
Önsöz: Tomografi • 13
Giriş: Yaşamın Motoru • 17
BÖLÜM I: METAFOR
1. Yetmeyen Bir Kalp • 27
2. Birincil Hareket Kaynağı • 43
BÖLÜM II: MAKİNE
3. Kavrama Düzeneği • 63
4. Dinamo • 81
5. Pompa • 99
6. Kafadan Çatlak • 111
7. Stres Kırıkları • 124
8. Borular • 142
9. Kablolar • 156
10. Jeneratör • 173
11. Yedek Parçalar • 193
BÖLÜM III: GİZEM
12. Kırılgan Kalp • 213
13. Bir Annenin Kalbi • 230
14. Dengeleyici Duraksama • 242
Ek Okumalar • 257
Teşekkür • 265
Dizin • 267
KALP
Önsöz:
Tomografi
Nefesim daralıyordu. Dördüncü kattaki muayenehaneme giden aşınmış basamakları çıkarken biraz dinlenmek için mola vermek zorunda kalıyordum. Bazen gece vakti solunum yollarım mukusla tıkandıkça hırıltılıyla soluyor ve öksürük krizlerine giriyordum. Bir hekim olarak 11 Eylül’de olaya ilk müdahale edenlerden biri olma ayrıcalığını yaşamıştım, fakat Sıfır Noktası’nda (Ground Zero) bulunmuş olan pek çoğumuz solunum problemlerinden şikâyet eder durumdaydık. Ben de bir değerlendirme için göğüs hastalıkları uzmanı dostum Seth’e gittim. Kendisi solunum fonksiyon testlerini yaptırmamı istedi, böylece etrafı camla çevrili küçük bir kabinde oturup bir plastik tüpün içine kuvvetle nefes üfledim. Hava akışı ve akciğer hacimleri normaldi. Seth bana kronik öksürüğün sık rastlanan sebeplerinden biri olan reflü tanısı koydu ve reçeteye günde bir tane antiasit yazdı. Gelgelelim, Seth’i benden bir göğüs tomografisi istemesi konusunda ikna ettim. Semptomlarım onun tehlikesiz tanısıyla orantısızmış gibi görünüyordu. Akciğerlerimin şehir merkezinde solumuş olduğum duman ve toz yüzünden hasar görmüş olabileceğinden endişe ediyordum.
Tomografi, Seth’in öngördüğü şekilde normal akciğerleri gözler önüne serdi. Yine de, önemsizmiş gibi duran bir bulgu gözümden kaçmadı. Raporda teklifsiz bir üslupla “Koroner arterlerde kalsifikasyonlar gözlemlendi” şeklinde bir açıklama yer alıyordu. Koroner kalsiyum, arterlerin sertleşmesi anlamına gelen aterosklerozun bir işaretidir. Bu durum yıllar içinde eski hastalarıma ait saymakla bitmeyecek kadar çok sayıdaki tomografide bildirilmiş ve ben de pek üstünde durmamıştım. Ama şimdi, kırk beş yaşımda, daha fazlasını öğrenmek arzusundaydım. Acaba ne kadar kalsiyum mevcuttu ve bu tam olarak nerede bulunuyordu? Bir radyoloji uzmanı bana yaptırdığım tomografinin bu sorulara cevap verecek çözünürlükte olmadığını söyledi.
Bilgisayarımda kişinin önümüzdeki on yıl içerisinde kalp krizi geçirme riskini tahmin etmek üzere tasarlanmış bir araç olan Framingham hesaplayıcısını açtım. Boyumu ve kilomu, tansiyonumla kolesterolümü ve sigara kullanmadığım ve diyabet hastası olmadığım verilerini girdim. Program on yıl içinde gerçekleşecek bir kalp krizi riskini yüzde 2, (aralarında angina1 ile inmenin de bulunduğu) herhangi bir kardiyovasküler olay riskini de takriben yüzde 7 olarak şak diye önüme koyuverdi. Rakamlar yüreğime su serpecek kadar düşüktüler. Ne var ki, aile geçmişinde kayda değer oranlarda kalp hastalığı bulunan bir Hintli göçmen olarak hesaplama tahmininin muhtemelen gerçek riski olduğundan daha az gösterdiğini de biliyordum.
Kendisi de bir kardiyolog olan ağabeyim Rajiv bir koşu bandı dayanıklılık testi salık verdi ama ben hafta sonları hiçbir semptomla karşılaşmadan tenis oynayan biriydim. Bir dayanıklılık testi sadece yüzde 70’in üstündeki koroner tıkanıklıklarını saptayabilirdi ve hastalığımın o kadar ilerlemiş olmadığından fazlasıyla emindim. Bunun üzerine koronerlerime baktırmak için özel, noninvazif bir CT anjiyogramı yaptırmaya gönüllü oldum. Her Babalar Günü’nde posta kutuma bu testle ilgili bir istenmeyen e-posta düşerdi: “Babanızın Amerika’daki sağlıklı görünen, fakat aslında geri sayıma başlamış bir saatli bombadan farksız yüz binlerce erkeğin arasında yer almadığından emin olun.” Artık benim de o adamlardan biri olabileceğimi düşünmek tuhaf geliyordu. Bölümümüzün kardiyak radyoloji uzmanı Doktor Trost’a telefon ettim ve tetkik tarihini belirledim. Kadın, kalp hastalığı bakımından düşük risk altında bulunduğum konusunda güvence verdi. “Fakat kafan rahat olsun istiyorsan, muhtemelen bunu yaptırman gerekecektir” dedi.
Bunun üzerine, bir haziran sabahının erken vaktinde tetkik işlemine girdim. Ben C şeklindeki tarayıcının dışındaki kızakta uzanırken bir teknisyen elimin tersine bir damar yolu yerleştirdi. Tarama, saniyede 200 mililitrelik bir süratle hareket eden greyfurt büyüklüğündeki bir organda yer alan milimetrik boyutlardaki plakları görünür hale getirecekti. Görüntülerdeki bulanıklığı azaltmak için bana kalp atışlarımı yavaşlatacak bir damar içi beta-bloker verildi. Göğsümdeki atardamarları taramada daha iyi görüntülenmelerini sağlayacak şekilde genişletmek için de dilimin altına bir nitrogliserin tableti yerleştirildi. Birkaç hazırlık görüntüsünün ardından bir hemşire damarıma X ışını geçirmez boya enjekte etti. Kadın “Vücudunuzun her yerinde bir sıcaklık hissedeceksiniz” dediğinde, altımı ıslattığımı düşünerek kıpkırmızı oldum. Son prova bir dakikadan daha az sürdü.
Doktor Trost görüntüleri gözden geçirdikten sonra beni okuma odasına çağırdı. Grili beyazlı resimler büyük bir monitöre yansıtılmışlardı. Üç koroner damarımın hepsinde beyaz benekler ve radyografik gridler mevcuttu. Kalbimi besleyen ana atardamarın giriş kısmı yakınında yüzde 30 ile 50’lik bir tıkanıklık ve orta kısmındaysa yüzde 50’lik bir tıkanma vardı. Diğer iki atardamarda da küçük çaplı bir plak mevcuttu. O karanlık odada uyuşmuş halde otururken, muhtemelen nasıl öleceğimi kısacık bir an görüyormuşum gibi bir hisse kapıldım.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Hikaye
- Kitap AdıKalp / Bir Tarihçe
- Sayfa Sayısı280
- YazarSandeep Jauhar
- ISBN9789750859656
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Aşk Varmış, Aşk Yokmuş ~ Mine G. Kırıkkanat
Aşk Varmış, Aşk Yokmuş
Mine G. Kırıkkanat
Oval odadaki sarışın adam, elleriyle fermuarını okşadı. Sonra esmer kızın ellerini tutup fermuarına götürdü. Kızın yüreği hop etti. “Başkan’ım, müdahale gerekiyor,” dedi. Titreyen sesiyle:...
- Aşkım Ayağını Denk Al ~ İnci Yeşilyurt
Aşkım Ayağını Denk Al
İnci Yeşilyurt
Çiftler arasında iletişim problemlerinin yaşanması doğaldır. Önemli olan, sorunları küçükken çözmenin yollarını bilmektir. Zamanında müdahale edilemeyen iletişim problemleri ayrılıkla sonuçlanabilir. Bu aşamaya gelmeden iletişim...
- Çağlayanlar ~ Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Çağlayanlar
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Çağlayanlar’da yer alan hikayeler tamamen vatani ve milli duygularla yazılmış nesirlerdir. Trablusgarp Savaşı dolayısıyla kaleme aldığı Padişahım Alınız Menekşelerimi, Veriniz Gülümü adlı hikayesi, Anadolu...