Cesaretinle aklımı başından aldın, seni şeytan seni. Öp beni, haydi, kontrol komisyonundan kimse yokken çabuk öp.Karatkov, Kibrit Malzemeleri Merkez Deposu’nda evrak kayıt şefi olarak çalışan kendi halinde bir memurdur. Ta ki önemsiz bir hatadan dolayı işinden çıkarılana kadar. Karatkov, kovulmasından sorumlu yeni amiri Doniç’in peşinde kendini Sovyet bürokrasisinin koridorlarında bulur. Bu labirent, çok geçmeden bir korku tüneline dönüşecektir.Bulgakov’un ilk hiciv eserlerinden biri olan bu hikâye, 1924’te ilk yayımlandığında rejim taraflısı eleştirmenlerce topa tutulmuştu. Gogol ve Dostoyevski’den izler taşıyan, Bulgakov dokunuşlu bu Kafkaesk öykü, yazarın edebiyatına bir giriş niteliğinde.”İlk büyülü gerçekçi.” The Irish Times
I
Ayın 20’sinde olanlar
İnsanların bir işten diğerine dolaşıp durduğu zamanlarda yoldaş Karatkov, KİMAMDEP’te (Kibrit Malzemeleri Merkez Deposu) tam on bir aydır kadrolu evrak kayıt şefi olarak çalışıyordu.
KİMAMDEP’te hayatından memnun olan zarif, sakin, sarışın Karatkov dünyada kaderin cilvesi denen şeyler olduğu düşüncesini içinden tamamen çıkarıp atmış ve onun yerine kendisinin yani Karatkov’un, dünyadaki hayat bitene kadar burada çalışacağına dair inancı yerleştirmişti. Ne yazık ki öyle olmadı… 20 Eylül 1921’de KİMAMDEP veznedarı, kulaklıklı iğrenç şapkasını başına geçirdi, ödeme emrini çantasına koyup çıktı. Sabah saat on bir sularıydı. Veznedar saat dört buçukta sırılsıklam döndü. Gelince şapkasındaki suları silkeledi, şapkayı masanın üzerine, çantasını da şapkasının üzerine koydu.
“Beyler, başıma üşüşmeyin,” dedi.
Sonra masasında bir şey arayıp odadan çıktı ve on beş dakika sonra elinde boynu sallanan iri, ölü bir tavukla döndü. Tavuğu çantasının, sağ elini de tavuğun üstüne koydu.
“Para yok!” dedi.
“Ya yarın?” diye bağırdı kadınlar hep bir ağızdan.
“Hayır,” diye başını salladı veznedar, “yarın da yok, ertesi gün de. Üşüşmeyin başıma beyler, yoksa yoldaşlar masamı devireceksiniz.”
“Nasıl olur?” diye bağırdı saf Karatkov da dahil herkes.
“Yurttaşlar!” dedi veznedar ağlamaklı bir sesle ve Karatkov’u dirseğiyle iteledi. “Bakın, rica ediyorum!”
“İyi de nasıl olur?” diye haykırdı hepsi, en çok da komik Karatkov bağırdı.
“İşte buyurun,” diye boğuk boğuk mırıldandı veznedar ve çantasından ödeme emrini çıkarıp Karatkov’a gösterdi.
Veznedarın pis tırnağının gösterdiği yerin hemen üzerinde kırmızı mürekkeple yanlamasına şöyle yazılmıştı:
Ödensin.
Yoldaş Subbotnikov adına, Senat.
Hemen altında mor mürekkeple şunlar yazılıydı:
Para yok.
Yoldaş İvanov adına, Smirnov.
“Nasıl?” diye bağırdı Karatkov tek başına, diğerleri ise homurtuyla veznedarın başına yığıldılar.
“Ah, Tanrım!” diye inledi çaresizce. “Benim ne suçum var? Tanrım!”
Ödeme emrini aceleyle çantasına tıkıştırdı, şapkasını başına geçirdi, çantasını koltuğunun altına soktu, tavuğu sallayarak, “Yol verin, lütfen!” diye bağırdı ve etten duvarı hızla yararak kapıda kayboldu.
İncecik yüksek topuklu, solgun yüzlü kayıt memuresi tiz sesiyle ciyaklayarak peşinden atıldı; sol topuğu…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıŞeytanname
- Sayfa Sayısı72
- YazarMihail Bulgakov
- ISBN9789750758621
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2022
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- İçerideki ~ Göktuğ Canbaba
İçerideki
Göktuğ Canbaba
Geceyle gündüzün, aydınlıkla karanlığın iç içe geçtiği, sürprizlerin kapıda beklediği tekinsiz öyküler… Göktuğ Canbaba üçüncü öykü kitabında göremediklerimizin içinden geçip sınırların muğlaklığında usulca geziniyor....
- Güneşsiz Dünya ~ Murat Tuncel
Güneşsiz Dünya
Murat Tuncel
Edebiyatımızın modern gerçekçi kalemlerinden Murat Tuncel, Güneşsiz Dünya adlı bu yapıtındaki öyküleriyle bizi 80’li yılların o güneşsiz günlerine götürüyor. Bu öykülerde okur, 12 Eylül’ün...
- Bin Yaşa Aşk ~ Abdurrahman Tümer
Bin Yaşa Aşk
Abdurrahman Tümer
Bir kadın sevince ölümden öte yol yoktur. Aşk yüreğine değince dünyanın öteki ucu da olsa sevdiğinin peşine takılır gider. Bu yolculuk öteki âleme kadar...