Go oyununun geleneğine göre oyuncu ölüm döşeğindeki babasının yüzünü göremeyecek bile olsa, kendisi Go masasına devrilecek kadar hasta bile olsa, müsabaka gününe sadık kalmak zorundaydı.Go, kurallarını anlaması basit, ustalaşması bir ömür süren bir oyundur. Siyah ve Beyaz taşların bir tahta üzerinde birbirini kuşatmaya çalıştığı bu strateji oyunu, Japon ruhunun ve düşünce yapısının cevherine sahiptir. Go Ustası, bizi son yaşayan usta Hon’inbo Shusai’nin mağlubiyetsiz hayatının son müsabakasına götürür. Go geleneğinde yetişmiş usta artık yaşlıdır, hastadır; rakibi Otake ise bir makine gibi hızlı, agresif ve randımanlı bir tarza sahiptir. Japonya’nın büyülü manzarasının ortasındaki bir kaplıca otelinde başlayan bu neredeyse alegorik karşılaşma, tam altı ay sürecektir.İki rengin, iki insanın ve iki kuşağın ötesinde bir yere, evrensel bir hakikate göz kırpan Go Ustası, yaşamını sanatına adamış bir adamın yazgısıyla ve tarihteki yeriyle yüzleşmesinin öyküsü.“Kawabata’nın öyküsünde gösterişsiz bir cesaret, ömrün sonbaharına dair bir asalet mevcut.”Time
1
21. yüzyılın meşhur Go Ustası Hon’inbo Shusai, 18 Ocak 1940 sabahında, Atami kentindeki Urokoya Hanı’nda hayata veda etti. Doğu’nun hesap sistemine göre altmış yedi yaşındaydı. Ölüm yıldönümü olan 18 Ocak, Atami için hatırlanması kolay bir tarihtir. “Altın Şeytan”1 romanındaki Kan’ichi’nin Atami sahilinde söylediği “Bu ayın bu gecesindeki mehtap” o günü hatırlatır. 17 Ocak Atami’de Koyo Festivali olarak kutlanır. Meşhur Shusai’nin ölüm yıldönümü, bu Koyo Festivali’nin ertesi günüdür.
Her sene Koyo Festivali’nde, edebiyat etkinlikleri düzenlenir. Ancak ünlü Usta’nın öldüğü 1940 senesinin Koyo Festivali’nde daha önce benzeri görülmemiş görkemli bir etkinlik yapıldı. Festivalde Ozaki Koyo’nun yanı sıra Atami’yle güçlü bağları olan Takayama Chogyu ve Tsubouchi Şoyo da dahil olmak üzere hayatını kaybeden üç yazar anıldı. Ayrıca önceki yıl, eserlerinde Atami’yi tanıtan üç yazar Takeda Toshihihiko, Osaragi Jiro ve Hayashi Fusao’ya fahri hemşerilik verildi. Ben de o sırada Atami’de bulunduğum için bu festivale katıldım.
17 Ocak akşamı, belediye başkanının verdiği ziyafet, benim kaldığım Juraki Hanı’nda yapıldı. Sabaha karşı ünlü Usta’nın öldüğünü bildiren bir telefonla uyandım. Derhal Urokoya’ya giderek Usta’ya son vazifemi yaptım, tekrar hana uğrayıp sabah kahvaltısından sonra Koyo Festivali’ne giden yazarlar ve şehrin önde gelenleriyle Shoyo’nun mezarını ziyaret edip çiçek bıraktım, sonra erik bahçesindeki Bushoan Köşkü’nde verilen ziyafete katıldım. Ziyafetin ortasında, tekrar Urokoya’ya gidip Go Ustası’nın naaşının fotoğrafını çektim, sonra da cenazenin Tokyo’ya uğurlanışına katıldım.
Go Ustası Atami’ye 15 Ocak’ta gelmiş, 18’inde vefat etmişti. Sanki ölmeye gelmiş gibiydi. Ayın 16’sında Go Ustası’nı kaldığı yerde ziyaret etmiş, onunla iki el satranç oynamıştım. Akşamüzeri ben ayrıldıktan hemen sonra birden fenalaşmış. Usta’nın en sevdiği satranç da benimle oynadığı son oyun olmuştu. Ben, Shusai Usta’nın son Go müsabakasının hikâyesini yazmış, son satranç oyununu onunla oynamış, Usta’nın ölü yüzünü görüntülediğim son fotoğrafını çekmiştim.
Usta ile ilk tanışmamız, Tokyo Nichinichi Gazetesi1 tarafından onun son Go müsabakasının haberlerini yapmak üzere seçilmem vesilesiyle olmuştu. Gazete tarafından düzenlenen Go müsabakası yıllardır benzeri görülmemiş derecede büyük bir etkinlikti. Müsabaka 26 Haziran 1938’de Shiba Parkı’ndaki Koyokan’da başlamış, Ito’daki Dankoen’de bitişi de 4 Aralık tarihinde olmuştu. Bir Go oyunu için yaklaşık altı ay zaman harcanmıştı. On dört adet müsabaka yapılmıştı. Müsabakayla ilgili röportajım da gazetede altmış dört günlük bir yazı dizisi olarak yayımlanmıştı. Bu altı aylık zaman diliminin yarısında, Usta rahatsızlandığı için ağustos ayının ortalarından kasım ayının ortalarına kadar üç ay müsabakaya ara verilmişti. Ancak Usta’nın hastalığı ciddi olduğundan, bu Go müsabakası daha da üzücü bir hale gelmişti. Bu Go oyunu, sanki Usta’nın ömrünü bitirmiş gibiydi. Bu müsabakadan sonra Usta, artık eski sağlığına kavuşamadı ve bir yıl kadar sonra vefat etti.
Usta’nın son Go oyununun bitiş saatini tam olarak söylemem gerekirse, 4 Aralık 1938 günü, 14:42 idi. Rakibin yaptığı son hamle Siyah 237 idi. Ve Usta, sessizlik içinde tahtanın boş yerine bir taş koyduğu anda, altıncı seviyedeki hakem Onoda, nazik ve mesafeli bir tavırla, “Beş puan mı olacak efendim?” dedi. Usta’nın beş puanla yenildiğini vurgulamamak ve onu oyun tahtasına yeniden taş dizme zahmetinden kurtarmak kaygısıyla konuşuyordu.
Usta, “Evet, beş…” diye mırıldanarak şişmiş gözlerini kaldırdı ve artık taş dizmeye çalışmadı. Go oyunu için odayı dolduran görevlilerden biri bile tek kelime edemedi.
Usta, bu ağır havayı yumuşatmak istercesine sakince şöyle dedi: “Ben hastaneye yatmasaydım, ağustos ortalarında Hakone’de bitirirdik.” Ve ne kadar süre harcandığını sordu. Go müsabakasının profesyonel kayıt tutma görevlisi olan genç,“Beyaz –19 saat 57 dakika– üç dakika daha sürseydi, size tanınan sürenin tam yarısı olacaktı efendim,” dedi. “Siyah, 34 saat 19 dakika…”
Yüksek seviyedeki oyuncular için Go oyununa yaklaşık on saat süre verilirse de, yalnızca bu oyun için bir ayrıcalık yapılmış ve süre dört katına çıkarılarak kırk saat süre tanınmıştı. Siyah’ın daha birkaç saatlik süresi olmasına rağmen, kullandığı 34 saat yine de aşırı bir süreydi ve müsabakalara zaman sınırı getirildiğinden bu yana hiç rastlanmamış bir durumdu.
Oyun sona erdiğinde, saat üçe yaklaştığı için, hanın hizmetçisi çay getirdi. Herkes sessizlik içinde bakışlarını Go tahtasına dikmiş oturuyordu. Usta, yedinci seviyedeki rakibi Otake’ye, “Ne dersin, shiruko1 alır mısın?” dedi.
Yedinci seviyedeki genç Otake, oyun bittiği an, “Üstadım, teşekkür ederim,” diyerek Usta’nın önünde derin bir saygıyla başını önüne eğdi ve hiç kıpırdamadan öylece kaldı. İki elini düzgünce dizlerinin üstüne koydu, beyaz yüzü daha da soldu.
Usta’nın Go tahtasındaki Beyaz taşları kaldırmaya başlaması üzerine, yedinci seviyedeki genç de Siyah taşlarını oyun kâsesinin içine koydu. Usta, oyun hakkında ne hissettiğine dair tek kelime etmeden her zamanki gibi sakince yerinden kalktı ve gitti. Yedinci seviyedeki genç de pek tabii ne hissettiğine dair tek kelime etmedi. Eğer yedinci seviyedeki genç oyunu kaybetseydi belki işler değişirdi.
Ben de kendi odama döndüğümde camdan dışarı şöyle bir bakınca, yedinci seviyedeki Otake’nin bir kimono giyerek hemen bahçeye çıktığını, karşı taraftaki banklardan birinde tek başına, kollarını kavuşturarak oturduğunu gördüm. Yüzü solgundu, başını yere eğmişti. Sonbaharın sonlarındaki bu bulutlu güne alacakaranlık inmek üzereyken, soğuk ve geniş bahçede düşüncelere dalmış görünüyordu.
Verandanın cam kapısını açtım, “Bay Otake, Bay Otake,” diye seslendim.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıGo Ustası
- Sayfa Sayısı184
- YazarYasunari Kawabata
- ISBN9789750758607
- Boyutlar, Kapak, Karton kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Gerileyiş ve Çöküş ~ Evelyn Waugh
Gerileyiş ve Çöküş
Evelyn Waugh
Oxford’dan “ahlaka aykırı davranışı” nedeniyle atılan Paul Pennyfeather kısa süre içinde kendini Galler’de bir okulda öğretmenlik yaparken bulur. Buradaki meslektaşları kuşkularla dolu Prendy ve...
- Aldatma ~ Charlotte Link
Aldatma
Charlotte Link
Her kadın hayatında bir kez olsun aldatılır mı ya da aslında her erkek aldatır mı? Peki aldatılan kadın kocasını intikam için aldatır mı? Başarılı...
- Doppelganger – Ayna Dünyaya Yolculuk ~ Naomi Klein
Doppelganger – Ayna Dünyaya Yolculuk
Naomi Klein
2024 Women’s Nonfiction Ödülü’nü kazanan Doppelganger, internetin aynalar dünyasındaki abartılı yansımaları, kaybolan gerçeklik hissinin yol açtığı baş dönmesini anlatıyor. Sosyal medyanın kör kuyularında saatler...