Birazoku

The Crown, Altın Küre, BAFTA ve Emmy Ödüllü Netflix dizisi hakkında, İngiliz Kraliyet tarihçisi Robert Lacey’nin hazırladığı, tarihten ve birinci sezondan seçilmiş özel fotoğraflarla bezeli bir elkitabı. Küçüklüğünden beri kraliçe olacağı gün için hazırlanan II. Elizabeth, babasının ölümünün ardından 25 yaşında taç giyer. Fakat eşiyle yaşayacağı gerilimlerin yanı sıra, kız kardeşinin gönül macerası da başını oldukça ağrıtacaktır. The Crown, Buckingham Sarayı ve Downing Sokağı 10 Numara’daki Başbakanlık Konutu içinde yaşananları anlatırken diziye konu olan olayların tarihsel arkaplanına da ışık tutuyor.

DİZİNİN YARATICISI PETER
MORGAN’IN KALEMİNDEN ÖNSÖZ
1 . W O L F E R T O N  S P L A S H
2 . H Y D E P A R K  K Ö Ş E S İ
3 . W I N D S O R
4. DOĞAL AFET
5 . G Ö Z B O Y A M A
6 . D İ N A M İ T
7. SCIENTIA POTENTIA EST
8. GURUR VE NEŞE
9. KATİLLER
10. GLORIANA

ÖNSÖZ
PETER MORGAN

Dizide anlatılanların ne kadarı gerçek, ne kadarı hayal ürünü? Neler doğru, neler kurgu? Neler yaşandı, neler hiç yaşanmadı? Görünen o ki birçok izleyici The Crown dizisini izlerken bir yandan da Wikipedia sayfalarında gezinerek bu sorulara yanıt arıyor.

The Crown dizisinin senaryosunu kaleme almak, 1947-1955 yılları arasında yaşananların odağındaki renkli karakterleri ve olayları incelemek benim için inanılmaz bir zevkti. Ancak dramatik olaylarla dolu on yıllık koca bir tarih dilimini on saatlik bir televizyon dizisine sığdırmak hiç kolay olmadı. Kraliyet tarihçisi Robert Lacey’nin gerçekle kurguyu birbirinden ayırt etmemize yardımcı olma (ve hatta bilmediğimiz daha pek çok olayı bizlerle paylaşma) teklifine bu yüzden çok sıcak baktım. Şimdi sizleri Kral’ın ağır hasta olduğu ve en büyük kızı 21 yaşındaki utangaç Prenses Elizabeth’in kimsenin gözünün tutmadığı yakışıklı ama huysuz genç bir yabancıyla evlenmeye hazırlandığı 1947 yılına geri götürmesi için Robert’a teslim ediyorum.

1

W O L F E R T O N  SPLASH

Aşk ve evlilik

The Crown dizisinin “Buckingham Sarayı, 1947” yazısıyla açılan ilk bölümü bizi doğrudan sarayın içine götürür. Kansere yakalanmış Kral VI. George banyo lavabosuna eğilmiş, acı içinde öksürerek kan kusmaktadır: Kral ölüyor, Kraliçe için hazırlanın… Diğer yandan, sarayın taht odasında diz çökmüş bir şekilde Teğmen Philip Mountbatten RN’yi görüyoruz. Ertesi gün Prenses Elizabeth’le evlenecek olan genç Teğmen, savaş üniforması içindeki zayıf ve yıpranmış haliyle kendisine verilecek asalet unvanını almaya hazırlanır. Hasta Kral, müstakbel damadını sıradan bir halk mensubundan kraliyet mensubuna dönüştürecek olan kutsama kılıcını kaldırırken Lortlar Kamarası Başkanı Lort Şansölye’nin, Kont Marshal’ın ve kurum içinde yer alan bir dizi ciddi suratlı görevlinin bakışları Kral’ın üzerindedir. Hükümdar kekelemeye başlayınca gözlerde panik belirir, ancak VI. George cesaretle çenesini sıkar ve Philip’e bahşedilen üç asalet sıfatını doğru şekilde okur. Üçlü listenin en sonunda yer alan unvan, verilenler arasında en kıymetli olanıdır. Bu, Kral III. Edward’ın 1348’de silah arkadaşlarını ilk kez şövalye mertebesine yükseltirken kullandığı Garter Yoldaşlığı Onuru’dur. Ertesi gün, 20 Kasım 1947’de yayımlanan The Times gazetesi haberi şöyle der: “Majesteleri, Teğmen Philip Mountbatten’ın ‘Kraliyet Hazretleri’ sıfatını kullanmasına izin vermekten memnuniyet duyar. Majesteleri ayrıca Teğmen Philip Mountbatten’a [Philip’in deniz kuvvetleri geçmişine gönderme olarak] Greenwich Baronu, [Galler’e bir selam olarak] Merioneth Kontu ve [hem geleneksel bir kraliyet düklüğü olduğu için hem de İskoçya’ya bir jest olarak] Edinburgh Dükü unvanları üzerinden Birleşik Krallık Düklüğü onurunu bahşeder.” Kral, şövalyelik töreni için önünde diz çökmüş bulunan Teğmen Mountbatten’ın her iki omzuna kılıcıyla dokunur ve onu Garter Yoldaşlığı nişanıyla onurlandırır.Bizim ekranda izlediğimiz sahne, The Times gazetesinde yer alan bu haberin aynısıdır: Yabancı kabul edilen delikanlı “yerli” yapılır… Ufak bir farkla: Dizide, şövalyelik töreninin hemen öncesinde “Kraliyet Hazretleri Yunanistan ve Danimarka Prensi Philip” İngiliz vatandaşı olabilmek için Yunan tabiiyetinden ve “tüm diğer yabancı unvanlarından” vazgeçer. Karanlık ve güvenilmez yabancı prens, gözlerimizin önünde cesur bir İngiliz savaş kahramanına dönüşür.

Halbuki gerçekte Philip, o yılın ilk aylarında, rutin yasal süreçleri takip ederek, formlar doldurarak normal yolla İngiliz vatandaşı olmuştu. Bu işlem ekranda gösterildiği gibi Buckingham Sarayı’nda gerçekleşmedi. Tarihi kayıtlar gösterir ki, Yunanistan Prensi Philip İngiliz Vatandaşlığı ve Yabancılar Kanunu çerçevesinde 18 Mart 1947 günü Yunan unvanlarından vazgeçti ve İngiliz vatandaşlığına hak kazandı. Dolayısıyla kasım ayında kayınpederi tarafından asalet unvanı alana dek sekiz ay boyunca sadece Teğmen Philip Mountbatten RN adıyla yaşadı. Sevgili okur, sen tarihi bir belgesel değil tarihi bir dizi izliyorsun. The Crown; gerçek olayların ruhundan ve mantığından esinlenerek yaratılmış, yaratıcı yönü kuvvetli bir kurgudur. Windsor Hanedanlığı’na tam…