Yedi yaşındaki M babası D’yle birlikte sahte mazeretler uydurarak okulu kırar, bir kasabadan diğerine seğirtir, kapı kapı hırdavatçı gezerler. M babasından pazarlamacılığın ilmini öğrenir, kataloğunu ezbere bildiği Kramp marka malzemeleri satmak için kâh hasta kız çocuğu rolüne bürünür kâh boynunu büküp, gözlerini dükkân sahibine diker. Diğer yanda askerî darbenin pençesinde kıvranan Şili’nin acı tarihi işlemektedir. M’yle babasının hayatına karışıp seyahatlerine eşlik etmek isteyen fotoğrafçı E ise Şili’nin karanlığında başka bir arayış içindedir.
20. yüzyıl Latin Amerika edebî mirasını yetkinlikle taşıyan genç yazarlar kuşağının önemli temsilcilerinden Şilili yazar María José Ferrada’nın bu ilk romanı birçok dile çevrildi. Çocuk kitaplarıyla tanınan Ferrada, Kramp’ta yedi yaşında bir çocuğun babasıyla dünyanın bin bir halini keşfedişini anlatıyor, keskin olduğu kadar yumuşak bir üslupla.
MARÍA JOSÉ FERRADA, 1977’de Şili’de doğdu. Diego Portales ve Barselona üniversitelerinde okudu, Asya-Pasifik çalışmaları alanında yüksek lisans derecesi aldı. Çalışmalarıyla Academia Chilena de la Lengua ve Premio Municipal de Literatura de Santiago dahil olmak üzere edebiyat alanında çok sayıda ödül aldı. Çocuk kitapları İspanya, Arjantin, Kolombiya dahil birçok ülkede yayımlandı. Halen Şili Ulusal Kütüphanesi’nin çocuklara yönelik dijital kaynaklar merkezi Chile para Niños’un editörüdür. Ferrada, Şili’nin en büyük edebiyat ödüllerinden üçü dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazandığı Kramp’ı aynı zamanda satıcı olan babasıyla birlikte kendi çocukluk seyahatlerinden esinlenen “otobiyografik bir hikâye” olarak tanımlıyor. İtalyanca, Portekizce, Danca, Almanca ve İngilizceye çevrilen roman San Francisco Chronicle tarafından 2021’in en iyi romanlarından, World Literatür Today tarafından ise 2021’deki en önemli yüz çeviriden biri olarak listelendi.
“Bana hâlâ yüz dolar borçlusun.”
Addie, babasına.
Ay Beyazdır’dan.
I
D kariyerine hırdavat malzemeleri satarak başladı: çiviler, testereler, çekiçler, kapı kolları, kapı dürbünleri… Hepsinin markası Kramp’tı. Yaşadığı pansiyondan elinde evrak çantasıyla ilk çıktığında, o zamanlar bir kasaba olan şehrin en büyük hırdavatçısının önünde otuz sekiz tur attı ama içeri girecek cesareti bir türlü toplayamadı. İlk satış teşebbüsü insanın Ay’a ayak bastığı güne denk geldi. Bütün komşular bir araya gelerek Ay’a inişi belediye başkanının makamının balkonuna yerleştirdiği projektörün beyaz bir çarşafa yansıttığı görüntüler sayesinde izlediler. Cihaz sesleri aktarmadığı için fon müziğini itfaiye orkestrası çaldı.
Neil Armstrong’un Ay’a ayak bastığını gördüğü anda D, insan kararlıysa ve uygun kıyafetlere sahipse her şeyin mümkün olduğunu düşündü. Böylece ertesi gün ayağında kasaba tarihinin en parlak cilalı ayakkabılarıyla hırdavatçının önünde otuz dokuzuncu turunu attıktan sonra içeri girdi ve görevliye Kramp ürünlerini sundu. Çiviler, testereler, çekiçler, kapı kolları, kapı dürbünleri… Sattığı hiçbir şeyi almasalar da ertesi hafta yine uğramasını söylediler.
D kahve molası verdi ve önündeki peçeteye şöyle yazdı: Her yaşamın bir Ay’a inişi vardır. Daha sonradan D babasına insanın Ay’a ulaştığından bahsettiğinde babası bunun muazzam bir kandırmaca olduğunu, Tanrı’nın insanı kanatsız ve ayakları toprağa basacak şekilde yarattığını, geri kalan her şeyin ABD başkanının yalanı olduğunu söyledi.
Yine de, ertesi hafta D insanlık için kendi adına bir adım atarak yarım düzine testere, bir düzine de kapı dürbünü sattı. Sipariş makbuzunu evrak çantasına koyup hırdavatçıdan çıkarken her türlü mutluluğun, büyük de olsa küçük de, kasaba meydanına projektörle yansıtılmayı hak ettiğini hissetti.
İlerleyen haftalarda D, Seyyar Pazarlamacılar Kayıt Müdürlüğü’ne üç adet vesikalık fotoğraf ve dört escudo’luk kayıt parasını götürdü. On beş gün sonra ruhsatı (n° 13709) hazırdı.
Ruhsatını cebine koyunca 2.356 testere, 10.567 çivi, 3.456 çekiç ve 1.534 adet kapı dürbününe denk gelecek birikimi karşılığında Renoleta diye de anılan Renault 4 model bir araba satın aldı. Yaşlı bir pazarlamacının öğüdüne uydu, arabasına binip civardaki kasabaları gezmeye başladı. Aslında yaşlı pazarlamacı öğüdün yanında bir de saptama dile getirmişti.
Öğüt:
“Bir kasabaya geldiğinde ilk yapman gereken, kasabadaki en uğrak kafeyi ve öteki seyyar pazarlamacıların kaldığı oteli bulmaktır. Bu mekânlar genellikle kasaba meydanı ve bar dolaylarındadır.”
(O andan itibaren kendisi için bir nevi dağınık bir aile oluşturacak kişilerle orada buluşacaktır. Akrabalık bağı bulunmayanların oluşturduğu, bu sebeple de diğer ailelere göre daha katlanılabilir olan bir aile. Çin malı plastik ürünlerin pazarlamacısı. Parker marka dolmakalemlerin pazarlamacısı. İngiliz malı kolonyaların pazarlamacısı. Ve daha niceleri.)
Saptama:
“Bütün kasabalar aynıdır: Hepsi boktan kasabalardır.” Böyle olmak doğalarında vardır ve nesnelerin doğasına karşı elden hiçbir şey gelmez.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çağdaş Dünya Edebiyatı Edebiyat Roman (Yabancı)
- Kitap AdıKramp
- Sayfa Sayısı104
- YazarMaria Jose Ferrada
- ÇevirmenEmrah İmre
- ISBN9789750762789
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kundakçı ~ Chris Cleave
Kundakçı
Chris Cleave
SÜRÜKLEYİCİ KURGUSUYLA VE SÜRPRİZLERİYLE 2010’A DAMGASINI VURAN KÜÇÜK ARI’nın yazarından ULUSLARARASI BESTSELLER Aptal değilsiniz. Kusursuz anne diye bir şey olmadığını biliyorsunuz. Diğer pek çok...
- Hayatımın Romanı ~ Leonardo Padura
Hayatımın Romanı
Leonardo Padura
“Kaderin ona oynadığı oyunların bu kadar orantısız bir biçimde üzerine gelmesinden umutsuzluğa kapılan Heredia, nihayet romanlara ait, kurgusal bir karaktere dönüştüğünü anlamış ve etrafını...
- Kader Yumurtaları ~ Mihail Bulgakov
Kader Yumurtaları
Mihail Bulgakov
Kırmızı çizginin içindeki hayat cıvıl cıvıldı. Gri renkli amipler yalancı ayaklar çıkararak olanca güçleriyle kırmızı ışına doğru uzanıyorlar ve ışının içinde (sihirli biçimde) canlanıveriyorlardı....