XVI. yüzyıldaki ekonomik kriz sebebiyle İspanya’nın her köşesinde açlık ve sefalet kol gezmekteydi, bu durumun bir ahlaki çöküntüyü de beraberinde getirmesi kaçınılmazdı. İspanyol toplumundaki bu maddi ve manevi çöküntünün ortasında, 1554 senesinde, sonradan pikaresk roman adı verilecek olan yeni bir anlatı türünün ilk örneği olan Tormesli Lazarillo ortaya çıktı. Din adamlarının ahlaksızlıklarına bolca yer veren bu eser, engizisyonun hışmına uğramamak için imzasız olarak basıldı.
Sefiller, dilenciler, dolandırıcılar ve kimsesiz çocuklarla dolu bir dünyayı tüm çıplaklığıyla sergileyen Tormesli Lazarillo, dönemin İspanyol toplumuna ayna tutan bir klasik.
Çevirmenlerin önsözü
İspanya, XVI. yüzyılın ortalarında, Kral II. Felipe’nin saltanatı sırasında Amerika kıtasında, Afrika’da, Avrupa’da geniş topraklara sahip, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk durumunda olmasına rağmen büyük bir mali kriz yaşamaktaydı. Akdeniz’de ve Kuzey Batı Afrika’da Türklere, Avrupa’da da Protestanlara karşı devamlı olarak sürdürülen savaşlar ülkenin ekonomisini yıpratmakta, gelir kaynaklarını tüketmekteydi. Birbiri ardınca düzenlenen askerî seferler yüzünden tarımda ve sanayideki işgücü eksikliğine bağlı olarak tarlalar ekilmiyor, tezgâhlar çalışmıyordu. Bütün bunlara ek olarak devleti yönetenlerin akılcı bir politika izlememeleri ve harcamalarda kısıntıya gitmemeleri sebebiyle kamu borçları her geçen yıl katlanarak artıyordu. Diğer taraftan saraylarda sıkça düzenlenen baloların harcamalarını karşılamak için devamlı artırılan vergiler fakir halkın sırtına yüklenmekteydi. Üretime katkısı bulunmayan ve nüfusun büyük bir kısmını oluşturan asiller ve kilise mensupları vergilerden muaf olduklarından, ülke ekonomisi bu yükü daha fazla taşıyamadı. Nitekim XVI. yüzyılda başlayan iktisadi kriz XVII. yüzyılda daha da büyüyerek sanayinin ve ekonominin tamamen çökmesine yol açtı. İspanya’nın her köşesinde açlık ve sefalet kol gezmekteydi. Açlığın ve sefaletin toplumda bir ahlak çöküntüsünü de beraberinde getirmesi ka- çınılmazdı. İspanyol toplumunda maddi ve manevi çöküntü- nün yaşandığı bir sırada, sonradan pikaresk roman (Novela picaresca) adı verilecek olan yeni bir anlatı türünün ilk örneği Tormesli Lazarillo (Lazarillo de Tormes) ortaya çıktı. Bu romanda anlatılan dönemin İspanyol toplumuydu, yani sefiller, dilenciler, dolandırıcılar ve kimsesiz çocuklarla dolu bir dünya tüm çıplaklığıyla sergilenmekteydi.
Tormesli Lazarillo 1554 yılında Burgos’ta, Anvers’te ve Alcalá de Henares’te yazarı belirsiz olarak yayımlandığında edebiyatta bir devrim yarattı. O zamana kadar İspanya’da edebiyat alanında gerek kahramanları, gerekse konuları açısından ülkenin gerçeklerinden uzak, hayal ürünü birtakım çoban ve şövalye romanlarının egemenliği söz konusuydu. Avrupa’nın diğer ülkelerinde artık rağbet edilmeyen bu türleri İspanyol halkı beğeniyle okuyordu. Ama Tormesli Lazarillo’da olay dizisi okurların yakından tanıdığı çevrede ve zaman diliminde gelişmekteydi. Dönemin İspanyol toplumunun fertlerinin kusurlu yönlerini gözler önüne sermekteydi. Ana kahramanın alt tabakaya mensup biri olması, olayların birinci ağızdan aktarı- mı, eleştiri unsuru taşıması ve güncel yaşantıyı sunması gibi özelliklerinden dolayı İspanya’da modern gerçekçi romanın öncüsü olarak kabul edilecekti.
Eserde özellikle din adamlarının yolsuzlukları vurgulandığından, yazar hiç kuşkusuz engizisyonun hışmına uğramamak için ismini gizli tutmuştur. Nitekim Tormesli Lazarillo’nun yayımlanmasından sonra engizisyon mahkemesi, eseri kara listeye dahil etmekte gecikmedi. Bununla birlikte bu yasaklama, kitabın binlerce nüshasının yurtdışından kaçak olarak ülkeye girmesine ve geniş kitleler tarafından beğeniyle okunmasına engel olamadı. Bunun üzerine Kral II. Felipe eserin bazı kısımlarının çıkarılarak ve bazı ifadelerin değiştirilerek yayımlanmasına izin verdi. Böylece eser sansür edilmiş haliyle 1573 yılında Madrid’de baskıya verildi ve bu şekilde yayımlanması XIX. yüzyılın başlarına kadar sürdü.
Pikaresk roman adını, bu türün ana kahramanlarına verilen İspanyolca bir kelime olan pícaro’dan alır, bu kelime dü- zenbaz, haylaz, hilekâr veya serseri anlamına gelir. Toplumun alt kesiminden gelen pikaresk romanların ana kahramanları şövalye romanlarındaki ya da pastoral romanlardaki ana kahramanlar gibi faziletli davranışlar sergilemezler. Genellikle hayatlarını dilenerek ya da farklı efendilere hizmet ederek kazanırlar. Ama pícaro, başkalarının malını çalan bir hırsız değildir, o sadece aklını ve becerisini kullanarak ve çoğu zaman da başkalarının saflığından faydalanarak ekmeğini kazanan biridir.
Tormesli Lazarillo’nun başkahramanı Lázaro ya da Lazarillo da bir pícaro’dur, doğumundan, sefalet içerisindeki çocukluğuna, olgunlaşıp evlendiği döneme kadar başından geçen olayları birinci ağızdan bizlere aktarır.
Tormesli Lazarillo’dan aşağı yukarı yarım yüzyıl sonra, Mateo Alemán tarafından yazılan ikinci pikaresk roman Guzmán de Alfarache (Alfarache’li Guzmán) 1599 yılında baskıya verildi. Ama aradan geçen zaman zarfında İspanya’nın durumu daha da kötüleşmiş, açlık ve sefalet de o derecede artmıştı. Dolayısıyla hayatta kalma mücadelesi veren pícaro’lar daha kurnaz, daha acımasızdılar. Gerçekten de kendisinden sonra gelen pícaro’larla kıyaslandığında çok masum kalan Lázaro, okuyucuda acıma hissi ve sempati yaratmaktadır. Bu yüzden efendilerinin kendisinden esirgedikleri yiyeceği elde etmek için yaptığı şeytanlıklar mazur görülmektedir.
Üçüncü pikaresk roman El viaje entretenido (Eğlenceli Yolculuk) 1603 yılında Agustín de Rojas tarafından yayımlandı. Bunu, yazarı kesin olarak bilinmeyen La pícara Justina (1605, Düzenbaz Justina) izledi. Tarih sırasına göre diğer pikaresk romanlar, Alonso Jerónimo de Salas Barbadillo tarafından yazılan La hija de Celestina (1612, Celestina’nın Kızı); Vicente Espinel’in yazdığı Vida del escudero Marcos de Obregón (1618, Uşak Marcos de Obregón’un Hayatı) ve Alcalá Yáñez y Ribera’nın eseri Alonso, mozo de muchos amos (1624, Herkesin Uşağı Alonso) en önemlilerindendi. Francisco de Quevedo’nun yazdığı El Buscón (1626, Dolandırıcı) ve Luis Vélez de Guevara’nın 1641 yılında yayımladığı El diablo cojuelo (Topal Şeytan) adlı eserler pikaresk romanın son önemli örnekleriydi. XVII. yüzyılın ortalarına kadar devam eden pikaresk romanın sonraki yüzyıllarda da birkaç örneği görülmüşse de, bu edebî tür artık önemini ve güncelliğini yitirmiş olduğundan bunlar halkın ilgisini pek çekmemiştir.
Tormesli Lazarillo ve diğer pikaresk romanlar gerçekçi yapılarından dolayı dünya edebiyatını etkilemişlerdir. Pikaresk romanların en fazla etkisi Fransız ve İngiliz edebiyatında gö- rülmektedir. Lesage’ın, Historia Gil Blas de Santillana (Gil Blas de Santillana’ın Maceraları) adlı eserinde ve Molière’in Tartuffe (Tartüf) adlı eserinde Marcos de Obregón’un önemli tesiri vardır. İngiliz edebiyatında bu türün en önemli örneği olarak kabul edilen Moll Flanders, Pícara Justina’dan esinlenerek yazılmıştır. Alman edebiyatında ise Grimmelshausen’in Simplicissimus adlı eserinde Guzmán de Alfarache’nin etkisi barizdir.
Tormesli Lazarillo’yu üslubuna ve metnine sadık kalarak Türkçeye kazandırmak bizim için zor ama zevkli bir uğraş oldu. Çeviri sırasında eseri ilk kez okuduğumuz zamanki gibi aynı heyecanı duyuyor ve bu kimsesiz çocuğun çektiği sıkıntı- ları sanki kendimiz yaşıyorduk. Öyle ki Lazarillo’nun, açlık yüzünden çektiklerini anlattığı satırlarda, zaman zaman ona acımaktan kendimizi alıkoyamıyorduk. Her ne kadar ana kahraman bir pícaro olsa da yaptığı düzenbazlıkların haklı bir nedeni vardı. Hizmet ettiği efendiler genellikle son derece cimri ya da beş parasız olduklarından çocuğu aç bırakıyorlardı. Üstelik aç kaldığı yetmezmiş gibi ayrıca bazı efendilerinden sebepsiz yere dayak da yiyordu. Tüm güçlüklere karşın Lázaro’nun zekâsı ve becerisi sayesinde hayatta kalmayı başarması takdire şayandı. Yüzyıllardır beğeniyle okunan bu klasik eseri Türk okurlarının da beğeneceğini umuyoruz.
Ertuğrul Önalp, Arzu Aydonat
Önsöz
Kimsenin bilmediği, duymadığı öyle önemli olaylar vardır ki, bunlar hasıraltı edilmemeli ve herkes tarafından öğrenilmelidir; çünkü dinleyenlerin ve okuyanların bunlardan kendileri için bir ders çıkarmaları mümkündür. Bu konuda Plinius şöyle der: “Bir kitap ne kadar kötü olursa olsun içinde mutlaka yararlı bir şey vardır.” Bilindiği gibi herkesin zevki farklıdır, birinin yemeyip bıraktığı bir şeyi bir diğeri çok lezzetli bulabilir. Aynı şekilde bir kimsenin değersiz gördüğü bir olay bir başkası için önemli olabilir. Anlatılanlar çok kötü değilse ve kimseye bir zarar vermiyorsa ifşa edilmemesi için bir neden yoktur. Eğer yazılanlardan bir ders almak, fayda sağlamak söz konusu olmasaydı hiç kimse kitap yazmaya kalkışmazdı. Zahmetsiz yazı yazılmaz, herkes emeğinin karşılığını almak ister; ama emeğin karşılığı her zaman para değildir, bir beğeni ya da övgü de yazarı mutlu etmek için yeterli olabilir. Tullius’un da dediği gibi, “Övgü sanatın teşvikçisidir.”
Bir kaleyi fethetmek için surlara tırmanan askerin hayatına susamış olduğu düşünülebilir mi? Tabii ki hayır,onun tehlikeye atılmasının esas sebebi takdir edilme, övülme arzusudur. İşte edebiyatta da aynı durum söz konusudur. Bir hatibe, “Ne güzel konuştunuz,” denilecek olsa bu övgü onu rahatsız eder miydi?
Sade bir üslupla yazdığım bu yazılar okurların hoşuna giderse bu beni mutlu eder; ayrıca hayatın sillesini yemiş kimsesiz bir insanın karşılaştığı tehlikeleri, başına gelen talihsizlikleri öğrenmeleri de beni sevindirir.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Dünya Klasikleri
- Kitap AdıTormesli Lazarillo
- Sayfa Sayısı88
- YazarKolektif
- ÇevirmenArzu Aydonat, Ertuğrul Önalp
- ISBN9789750726385
- Boyutlar, Kapak14 x 21 cm, Ciltsiz
- YayıneviCan Yayınları / 2015
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Maurice ~ E. M. Forster
Maurice
E. M. Forster
Forster’ın ölümünden sonra yayımlanan romanı Maurice, bir gencin gerçek cinsel kimliğini keşfetme sürecini izliyor. Üst sınıfa mensup, saygın bir Londralı ailenin oğlu olan Maurice...
- Diriliş ~ Lev N. Tolstoy
Diriliş
Lev N. Tolstoy
Diriliş, Rus ve Dünya edebiyatının en usta yazarlarından olan Tolstoy’un, yıllarca her dilde sayısız kez basılan, milyonlarca okur tarafından tekrar tekrar okunan ve yazarı...
- Budala ~ Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Budala
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Dostoyevski bu eserinde, sara hastası Prens Mişkin´i merkezine yerleştirdiği bir dünyada dürüst ve açık bir insan olarak yaşamanın zorluklarına değinmekte ve toplumun ne kadar...