Canı yanardı… “Geçmiş olsun!” derdim.
Yüreği burkulurdu… “Geçmiş olsun!” derdim.
“Ama seni seviyorum…” derdi. “Geçmiş olmasın!” derdim.
Niye biliyor musunuz?
Çünkü aşktı benim tek derdim…
Ama her şey gibi bu aşka da geçmiş oldu.
Zaten “Güzellik geçicidir…” demişlerdi ve haklıydılar çünkü benim sevdiğim de bir güzellik yaptı ve bizi geçmiş oldu.
Sonra ne mi oldu?
Sonrasını biliyorsunuz zaten…
Hem o benden geçmiş oldu hem de ben kendimden geçmiş oldum…
-Serkan Özel-
***
İÇİNDEKİLER
Benim Gibi Güzel Sevemeîler Seni 15
Yağmur Bizi Bu Şehirden Silmek İçin Yağıyor 19
Bir İnsanın Dalları 23
Gitsin 25
Aklimdasın 27
İki Kelime 31
Ne Yani? 35
Soğur İşte 37
Bir Aşk İki Kişilik Şehirdir 41
Bir Solukta 47
Terk Etmek İstersin 49
Anla İşte 57
Başka Biriyle 63
Söyle 65
Bir Eylül Gecesi 67
Cesedim Aşk Kokuyor 91
Yalnızlığa Kadar Yolun Var 95
Gurur Duy 99
Sayfa Sayfa Yoksun 101
Aşk Yüzünden 107
Düştükçe Düşmek 111
Bilmiyorum 115
Alışacaksın 117
Bir Güzellik Yapar mısın? 119
Gidersen 123
Beni de Yanına Al 127
Kendinden Ödersin Aşkı 131
Keşke 133
Yenildim 137
İsıtır mı Ellerin? 141
Eylül Gibi 143
Başka Başka 149
Özleyeceksin 157
Sıradaki Parça 159
Bir Bardak Çay? 163
Aşk Dediğin Tam Bir D’üzmece 169
Veda 173
Ama 177
Biz Ayrı Kalamayız 179
Belki de En Acı Hatıra Hayattır 183
Bekleme 187
Beni Kazanamayacaksın 189
Sarılmak 191
Mutluluğu Kaybettiğin Yerdeyim 195
Unutmak mı? 199
Adam Gibi Bir Acı 203
Mutluluk Siler mi Bizi? 207
Her Şeye Rağmen 209
Yarınlarıma Hayat Olur musun? 213
TEŞEKKÜR
Bazen insan zor dönemlerden geçer ve o zor dönemlerden geçerken de yanında güvenebileceği insanları görmek ister. Aslında elde hiçbir şey yokken ortaya bir eser çıkarmak da bir yazarın en zor dönemi gibidir. Ben de her yazar gibi sizIere bu eseri sunmak için kâğıdım ve kalemimle oldukça zor dönemler geçirdim dikebilirim. Katılmış olduğum söyleşilerde de alcım çizdiğim gibi amacım tıpkı ilk kitabım olan Sıcak Ayaz kitabımda olduğu gibi Kapalı Gişe Yalnızlık kitabımda da bir kitap yazmak değil, içimden dökülenleri kitaplaştırmaktı. Bu düşüncemi destekleyen ve ayru zamanda “İnsan gönlüyle bulduğunu, aklıyla kaybetmemeli.sözünün gereğiyle ve tüm içtenliğiyle yanımda olan Yelda Cumalıoğlu’na, yine günün her saati tecrübelerinden faydalandığım Ertürk Akşun’a, ayru zamanda çok gece borçluyum dediğim Emre Karataş’a, varlığıyla bana her zaman güç veren Yaşar Al’a ve özel ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.
Ailem’e…
Sizlerle yazar-okuyucu birlikteliğinin de ötesine geçip büyük bir aile olduk. Dahası, bu aileyi bir arada tutmak güçken, biz daha güç olanı yapıp gün gün büyümeye devam ettik.
Çünkü gittiğimiz yer de varmak istediğimiz yer de belliydi. Adres: sevgi…
Bam “Ailemizin Yazan” diyerek sevgiye giden bu yolu en önden yürümeyi yakıştırdınız. Sevgiye giden bu yolu yürürken de o güzel gözlerinizdeki ışığa ihtiyacım olduğunun farkındaydınız. Bazen ben yazdım sizler ağladınız.Bazen de sizler anlattığınız ben ağladım. Yazılarımda genellikle yalnızlığımdan bahsetsem de yalnız değildim, sizler vardınız. İyi ki de varsınız.
Şimdi uykumdan, kendimden ve hayatımdan çalarak yazdığım Kapalı Gişe Yalnızlık kitabımı sizlere emanet ediyorum. Tıpkı Sıcak Ayaz kitabımda oiduğu gibi bu kitabımın da kötüyü güzelleştiren ve güzeli mükemmelleştiren insanların ellerine ulaşacağına eminim.
Umarım bu kitabın son sayfası bittiğinde hayatınızda yeni bir sayfa açar, o sayfaya sevdiklerinizle “mutlu” olduğunuzu ve sizi sevenlere de “mutluluk” olduğunuzu yazarsınız.. •
Aşkla kalın.
***
BENİM GİBİ GÜZEL SEVEMEZLER SENİ
Artık seni kim severse sevsin, benim seni sevdiğim kadar güzel sevilmeyeceksin…
“Unuttum!” dediğin zamanlar koşa koşa aklına geleceğim. Herkes sana biraz beni hatırlatacak. Sürekli aşkta kaybeden taraf sen olacaksın. Kazanan Kep, sevmediğin yalnızlık olacak. Bir şiirde, bir sokakta ya da bir durakta karşına çıkacağım bir anı olarak. Sonra o anılar acılarına âşık olacak ve her yeni acıda beni aşk diye arayacaksın. Kaybettiğine pişman olacak, herkes hayatın bir yerinde yaşarken, sen pişmanlık yaşayacaksın. Dudakların “Mutluyum!” diyemeyecek hiçbir zaman. Duyduğun mutluluklarla yetinmek zorunda kalacaksın.
Çünkü aşka giden yolun, seni sevenin yanında durmak olduğunu bir türlü bilemedin. Bu yüzden, sen kimi seversin bilmem, ama benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin…
Kolay kolay da silinmeyecek yüzüm hüznünden. İşte tam da bu yüzden kırık dökük yarınlar seni bekliyor olacak. Çoğu kez gece olsun istemeyeceksin, yeni bir yarına uyanmamak için. Herkesin günü aydın olurken, sen iyi geçmeyen gecelerin hesabını kendine soracaksın. Belki bir gün kader bizi bir yerlerde karşılaştıracak. O zaman dilinin ucuna bir soru gelecek ama soramayacaksın:
“Bu kadar içten gülmeyi nereden öğrendin?”
“Acılarımdan!” diyeceğim gözlerinin içine bakarak. Önce acıya gülmem, sonra da acıların içinde bile gülebiliyor olmam senin canını acıtacak.
Çünkü öldürmeyen acı güldürür kimilerini. Sen bir seçim yaptın ve beni öldürmeyi seçtin. Yapmış olduğun bu yanlış seçimle, yalnızlığın bana gelmesine sebep olacaksın. Ama unutma; benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin…
Gün gelecek ama sen gelemeyeceksin. Gelsen de zaten beni bulamayacaksın. Artık bıraktığın yerde değil seni unutmak istediğim yerde, kendimdeyim. Başkasına gitmeyi de göze alamıyorum, yorgunum. Bir başka hayatta ortak olacak cesareti bulamıyorum kendimde. Kim. bilir belki de korkuyorumdur yeni birini sevmeye, sevip de yenilmeye. Zaten ne başka birinin anısında hatırlanmak istiyorum artık ne de bir başkasını aşk bilip sonradan ağrısına katlanmak istiyorum.
Çünkü ben seni; acı gününde de yanında olmak için sevmiştim. Her gün tekrar tekrar acıyı bana bırakarak gitmen için değil. Hem biliyor musun? Gitmek de çözüm değil. Kime gidersen git; benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin…
Şunu da unutma:
Beni hiçbir zaman kendinden çıkaramayacaksın. Sonra hayata karşı kurulmuş en uzun cümlenin susmak olduğunu anlayacaksın. Ama artık çok geç. Ben, bizi çoktan bitirdim kendimde. Sen yine de fazla üzülme. Çünkü hayat, sana sahte mutluluklar sunacak kadar uzun. Kim bilir, sen de bir gün vazgeçmemek üzere seversin bir gün…
Ama yine de benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin.
Aklında bulunsun…
“Dokunsalar ağlarım” demiştim ya hani; yanılmadım. Sana kim dokunduysa, ben ağladım…
Hep var olan hüzün, bir de hiç olmayan yüzün, söylesene yalnızlık bu mu son sözün?
Ben nerede yaşıyorum bilmiyorum, ama gözlerim yaşardı gözlerinde…
“Kapalı Gişe Yalnızlık” için 4 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme Edebiyat Hikaye Roman (Yerli)
- Kitap AdıKapalı Gişe Yalnızlık
- Sayfa Sayısı216
- YazarSerkan Özel
- ISBN9786054994434
- Boyutlar, Kapak13 x 19 cm , Karton Kapak
- YayıneviDestek Yayınları / 2014-05
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Selanik’te Sonbahar ~ Tuna Kiremitçi
Selanik’te Sonbahar
Tuna Kiremitçi
Bir ulusun doğmasını engelleyen suikast, o suikaste uğramasa lider olacak bir asker, gerçekleşmesi Ölüm’e bağlı bir aşk… “Fikriye’nin bedenine girmiş ölümün yanına uzandım, ona...
- Deliler Ve Cellatlar / Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik 3 ~ N. G. Kabal
Deliler Ve Cellatlar / Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik 3
N. G. Kabal
Yakmaya başlayana dek yanacaksIn! Tanrıçaların uyanışından sonra Nova ve Daren aylar sonra diyara döner. Cehennem kraliçesini geri getirmek hiç de sandığı gibi olmaz. Artık...
- Gökçen 2: Geride Kalanlar ~ Loresima
Gökçen 2: Geride Kalanlar
Loresima
Babaları asker olduğu için aynı lojmanda büyümüş Murathan ve Gökçen’in kendilerine kurdukları dünyada başka kimseye yer yoktu. Burada sadece Pamuk ve Kepçük vardı.
gercekten cok harika olmus hele o sonda “dokunsalar aglarim”demistim…yanilmadim.cunku sana kim dokunduysa ben agladim
Hep var olan hüzün, bir de hiç olmayan yüzün, söylesene yalnızlık bu mu son sözün? Çok güzel kitap hele sonu bi harika
Cok guzel bir sey ya uzun degil ama cok iyi
bende ‘kapalı gişe karanlık ve sıcak ayaz’ var ikisini okudum ama ‘kapalı gişe yalnızlık’ı’ okumadım
ama şahane kitaplar