Ünlü Fransız filozof Henri Bergson’un düşünce tarihinde özgün bir yeri vardır. Bergson’a göre, gerçekten var olan şey madde, cansız varlık değildir; gerçeklik süredir ve bunu yalnızca sezgi kavrayabilir. Zaman bir birikimdir. Gelecek hiçbir zaman geçmişin aynısı olamaz, zira her adımda yeni bir tecrübe ortaya çıkar. Bergson, bilinçli bir varlık için varolmanın değişmek olduğunu kabul eder, çünkü değişmek olgunlaşmak demektir; olgunlaşmak ise, sonsuzca kendi kendini yaratmak demektir…
İÇİNDEKİLER
Birinci Bölüm Ahlaksal Ödev
ikinci Bölüm Statik Din
Üçüncü Bölüm Dinamik Dm
Dördüncü Bölüm Son Açıklamalar Mekanik ve Mistik
İndeks
İKİNCİ BÖLÜM AHLAKSAL ÖDEV
Yasak meyve öyküsü insanlığın belleğinde olduğu gibi hepimizin belleğindeki en eski anıdır. Eğer bu anı hatırlamayı yeğlediğimiz diğer anılarla silinmemiş olsaydı bu durumun farkına varırdık, Kendi babımıza bırakılmaydık çocukluğumuz nasıl olurdu kım bilir! Zevkleri zevke koşardık. Ama işte. göremediğimize dokunamadığımız bir engel bütün bu zevklerin önüne geçiyor: bir yasaklama. Neden bu yasaklamaya boyun eğiyoruz? Böyle bir soru sormayız bile; ebeveynlerimizi ve öğretmenlerimizi dinleme alışkanlığı edinmişiz. Bununla birlikle, onları dinlememizin onların ebeveynimiz ve öğretmenlerimiz olmasından kaynaklandığını da hissediyoruz elbette. O halde, bizim gözümüzde onların otoritesi, kendilerinden çok onların bize karşı olan konumlarından ileri gelmekledir. İkili bir yer işgal ediyorlar: İşte buyruk da buradan geliyor; eğer başka bir yerden geliyor olsa bu kadar etkili olmazdı. Başka bir deyişle, ebeveynlerle öğretmenler sanki başkasının adına, vekâleten hareket ediyor gibidirler Bu durumun tam olarak Farkında olamayız ama ebeveynlerimizin de öğretmenlerimizin gerisinde, onların aracılığıyla üstümüze banan korkunç veya daha çok belirsiz bir şeyin varlığını keşfederiz. Daha sonra bu şeyin toplum olduğunu söyleriz. bu şey üzerinde düşünürken, onu. görünmez bağlarla birbirine bağlanan hücrelerinin çok ustalıktı bir hiyerarşik düzen içinde birbirine tabi oldukları ve doğal olarak bütünün büyük iyiliği için parçanın feda edilmesini gerektirecek bir disipline boyun eğdikleri bir organizmaya benzetiriz Diğer taraftan bu saplama bu karşılaştırmadan öteye gitmez. çünkü zorunlu yasalara tâbi ulan bir organizma ile özgür istençlerden oluşan bu luplum birbirlerinden farklı şeylerdir. Ama bu istençler örgütlendiği andan itibaren bir organızmayı taklit ederler: veya? veya çok yapay olan bu organızmada alışkanlık, doğanın eserlerinde zorunluluğun oynadığı rolün aynı sini oynar. Böylelikle ilk bakışta toplumsal yaşam, toplumsal gereksinimlere yanıt veren, az çok güçlü bu biçimde kökleşmiş bir alışkanlıklar sistemi olarak görünür bizlere Bu alışkanlıklardan bazıları emir verme alışkanlıkları olsa da çoğu. ister toplumu» verdiği bir yetkiyi kullanarak emir veren bir kişiye boyun eğelim, ister belli belirsiz algılanan veya hissedilen toplumdan kaynaklanan anonim bir buyruk olsun boyun eğme alışkanlıklarıdır Bu boyun eğme alışkanlıklarından her hırı istencimiz üzerine baskı yapar. Bu baskıdan kurtulabiliriz ama hareketlendirilen bir sar. kaç gibi bu baskıya doğru itiliriz ve ona geri döneriz Düzen bozulmuştur belki bir şekilde, lama] hu düzenin yemden kurulma sı gerekir. Kısaca, her alışkanlıkta olduğu gibi kendimizi buna mecbur hissederiz.
Ama bu çok daha büyük bir zorunluluktur Bir büyüklük di ger bir büyüklükten onun kendisine uranla göz ardı edilebilmesine neden olacak kadar büyük olduğunda, matematikçiler bu büyüklüğün başka bir düzene ait olduğunu eylerler Bu görüş toplumsal ödev için de geçerlidir. Diğer alışkanlıklara karşılaştırıldığı zaman bu alışkanlığın baskısı o kadar fazladır ki aradaki derece farkı yapısal bir farkı gösterir
Aslında bu tür alışkanlıkların karşılıklı olarak desteklendiklerine de dikkat etmeliyiz. Bu alışkanlıkların özü ve kökeni özetin de fikir yürütmesek bile, yakın çevremiz veya bu çevrenin çevresi ve toplum adını alan son sınıra kadar bu şekilde genişleyen çevre tarafından bizden istendikleri için bu alışkanlıkların arasında bir bağlantı olduğunu hissederiz. Bu alışkanlıkların her biri doğrudan veya dolaylı olarak toplumsal bir gereksinimi karşılar: Ve
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Felsefe
- Kitap AdıAhlakın ve Dinin İki Kaynağı
- Sayfa Sayısı286
- YazarHenri Bergson
- ISBN9758717073
- Boyutlar, Kapak 14x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğu Batı Yayınları / 2004