Cahit Zarifoğlu´nun çocuk yazarlığı, psikolojik ve psikanalitik derinlik açısından yorumlandığında çocuğa yönelişi farklı düzlemlerde açıklanabilir. Ancak onun çocuk yazarlığının belirleyici göstergesi çocuk bakışıdır. Hangi yaşta olursa olsun her insanı çocuk kabul edebilen bir çocuk bakışına sahip olması, çocuk yazarlığının asıl eksenini oluşturur. Çocuk kitaplarında kullandığı iç sezgi, hayal gücünü bir çocuk dürbününe dönüştürür. Aktüel fantastik çocuk kitapları ve kısa sanat masallarının hemen hepsinde egemen olan psikolojik ve sinematografik anlatımı bu çocuk dürbünü ile sağlar. Çocuk kitaplarını okurken onların muhayyilenizde canlanması ve size sinema duygusu vermesinin nedeni de budur…
Sunuş
Yetişkinlerin Çocuk Yazarı Olmak
Bir yazarın çocuk yazarı olup olmadığına kim karar vermelidir? Yazarın kendisi mi eleştirmenler mi çocuk veya yetişkin okur mu? Yazarın kendini nasıl tanımladığından çok, aslolan eseridir. Eserin bütününden ve anlatımın tonundan, çocuk-yetişkin dil dizgesine göre mi, çocuk-yetişkin bakışına göre mi yazılıp yazılmadığını öğrenebiliriz. Ancak, yazarın pandora kutusunda kendine sakladığı, eseri ile arasındaki gizli sözleşmenin önemli hattâ belirleyici olduğu da unutulmamalıdır.
Yazar ya da sanatçı bu gizli sözleşmeye neden gerek duyar? Kuşkusuz eserin büyüsü sürsün, zamana karşı dirensin ister. Böylece de iddiasını sürdürmüş olur. Çünkü her yazar-sanatçı metnin-eserin kolay keşfedilmediğini bilir.
Ya kitapla birlikte pandoralarını hemen açıveren yazarlara ne demeli? Hemen ilk sayfada hem eseri hem de kendilerini ifşa etmeleri biraz garip değil mi! Anlaşılmaktan korktukları için mi yaparlar bu açıklamaları? Yoksa daha okuma eşiğinin başında okura tuzak mı kurarlar? Gerçekten hangisi doğru!
Cahit Zarifoğlu, şiir pandorası değil ama çocuk kitapları pandorası açık bir yazar. Yukarıdaki soruları onun için de sorabiliriz. Pandorasını okura açarak, eseri ile arasındaki o gizli sözleşmeyi açıklayan A. de Saint Exupery ile Cahit Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığı arasında benzerlikler bulmak mümkün.
Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint Exupery. kitabın başında adeta bir çocuk-yetişkin oyunu oynar: “Bu kitabı kocaman bir adama adadığım için çocuklardan beni bağışlamalarını istiyorum. Önemli bir özürüm var; bu koca adam, benim yeryüzündeki en iyi dostumdur. Bir başka özürüm de var; bu koca adam her şeyi anlayabilir, çocuklar için yazılmış kitapları bile. Üçüncü bir özürüm daha var; bu koca adam Fransa’da yaşıyor, hem aç, hem üşüyor. Enikonu ihtiyacı var avutulmaya. Bütün bu özürler yetmezse, ben de bu kitabı gönül rahatlığıyla o koca adamın çocukluğuna adarım. Bütün büyük insanlar eskiden çocuktular. (Ama pek azı anımsar çocukluğunu.) Öyleyse adak yazımı düzelteyim: ” Bu yüzden de ithaf yazısını şöyle düzeltir: “Çocukluk Günlerimin Lion Werth’i için A. de Saint Exupery; kitabı yazarken kendi çocukluğu ile yüzleştiğini itiraf etmesi okur için ne anlama gelmektedir? Yazar bu tutumu ile yetişkin okurun da kitaba başlamadan çocukluğu ile yüzleşmesini ister gibidir. Bunun anlamı ise şu: Küçük Prens, çocuk bakışına göre, ancak yetişkin dil dizgesine göre yazılmış bir kitap. O halde yazar, kitabı ithaf ettiği “koca adam” Lion Werth’in, çocuklar için yazılmış kitapları bile anlayabileceğini niçin açıklamak istemiştir? Burada yazar eseri ile okurun ikinci defa yüzleşmesini istiyor. Okurun yüzleşmesini istediği ikinci yüzleşme ise eseri ile arasındaki gizli sözleşmedir. Yazar bunu tam olarak açıklamaktan kaçınsa da okurun ulaşabileceğinden kuşku duyduğu için bu şifreleri açıklama ihtiyacı hissetmiş olabilir.
Peki ya çocuk okur açısından bu ithafın, dolayısı ile kitabın anlamı nedir? A. de Saint Exupery, Küçük Prens’i pedagojik çocuk dili dizgesine göre yazmadığı halde Lion Werth’ın “çocuklar için yazılmış kitapları bile” anlayabileceğini niçin açıklamış olabilir? Bu iki sorunun tek bir cevabı olmalıdır: Küçük Prens’in hem çocuk hem de yetişkinlerce okunmasının temel nedeni, kitabın, çocuk bakışına ve poetik çocuk diline göre yazılmış olmasıdır. Zaten Küçük Prens de altı yaşından beri sürekli resimler çizen yazarın kendisinden başka biri değildir. Sonuç olarak A de Saint Exupery, poetik çocuk dili ve çocuk bakışı ile hem çocuklara hem de yetişkinlerin çocukluklarına seslenen bir çocuk yazarıdır.
Cahit Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığı pandorası ile A. de Saint Exupery’nin çocuk yazarlığı pandorası arasında ilginç benzerlikler vardır. Her ikisi de poetik çocuk dilini kullanmış. Zarifoğlu’nun Leon Werth’i ise 35-40 yaşlarında. Kim için yazdığına verdiği cevap ise çok açık: “Asıl yetişkin okuyucu için, ondan sonra da çocuklar için”. Bu durum ise Cahit Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığının temel çelişkisidir. Buna karşılık “Ağaçkakanların girişinde bütün masallarını çocuklarına ithaf eder. Neden? Çünkü çocuklar için yazarmış gibi bir tutumu benimsemesi, kendisine at oynatabileceği çok geniş alan açtığının farkındadır. “Masalın, rüyanın, hayâlin, hikâye, gerçek, gerçeküstü ve akla gelebilecek her şeyin çocuk pazarlığındaki doğallığı ile bir anda büyük olmanın zorluklarının ötesine geçiveriyorsunuz Vakarken bir tür çocuk safiyetini, çocukluğu giyiniyorsunuz”
Cahit Zarifoğlu’nun çocuk okurları da daha farklı: “Her şeyi yaşamaya hakları olan ilerinin büyükleriyle bir dünya oluşturuyorsunuz ve bu sebeple de zaman zaman onların büyük hallerine hitap ediyorsunuz ”. Yine kendi sözcükleri ile Cahit Zarifoğlu, “çocukların içindeki büyüklere hitap” eden kitaplar yazdı Çocuklar için yazdıklarının büyükler için görünmelerinin nedenini de böyle açıklıyor.
Cahit Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığı pandorasından çıkanlar bu kadar değil: “Büyüklere yazdığını; zaman bu sadece büyükler içindir Ama çocuklara diye yazarsanız bu aynı zamanda büyükler için olur” Çocuklar için nasıl yazıldığını bilmediğini açıkladığı halde bu açıklamaları yapmaktaki amacı okuru şaşırtmak mıydı? Hayır! Bu cümle, çocuk Öznenın edebiyatını yaparken pedagojik çocuk dili kullanmadığının itirafı kabul edilebilir. Şiir yazarken de prensipleri olmadığı gibi çocuk kitapları yazarken de prensipleri yoktur. Bu aynı zamanda şiire de çocuk kitaplarına da “şiir gözü ile” baktığının da itirafıydı. Çocuk yazarlığını, “Çocuk duyarlılığı ile” sürdürmesini de şöyle açıklar: ‘Büyükler içlerinde gizli bir kösede kalmış bu duyarlılığı benim kitaplarımı okurken yeniden keşfederler.” Bu yazarlık tutumu ise yetişkinlerin içlerindeki çocuğu uyandırmaktan başka bir şey değildi. Bunu daha belirgin biçimde söylemek gerekirse Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığı yetişkinlerin çocukluğuna yöneliktir.
Buna karşılık, Cahit Zarifoğlu, çocuk yazarlığına özel vurgu yapmaktan da kaçınmaz. Onun çocuk kitapları işlek bir zekânın ürünüdür. “(İhamımı veren de daima o anda çocuklar için yazmakta oluşum oldu. İtiraf etmeliyim, aşk şiirleri yazarken nasıl heyecanlanabiliyorsa bir yazar, çocuklar için yazarken de öylesine dolu dolu heyecanlanabiliyor.”
Cahit Zarifoğlu, hiç kuşku yok kı poetik çocuk diline yaslanan bir çocuk yazarı Çocuk bakışını içindeki çocuğun dürbünü ile ayarlamış olduğunu ileri sürse de çocuk kitaplarının tonlaması çocuğa göre değildir. En azından okuma olgunluğu eşiklerinin ilk basamaklarında olan çocuklarla bu kitapların iletişim kurması zordur. Anlatımında olaydan önce zeka ağırlık merkezini oluşturur. Bu zekâ oyunu yetişkinin hoşuna gidebilir de. Masal türünü seçmiş olması ise bilinçlidir. Ona göre, “masalın doğallığı, yumuşaklığı içinde daha kolaylıkla atını oynatabiliyor” yazar. Ancak şairin, atını koştururken, çocuk okurun anlam kaymaları yaşayabileceğini dikkate aldığı da söylenemez. Masallarındaki ritmik düzyazı tadı, kitapların çocuklarca okunmasına kolaylık sağlasa da bu kitapların okuma eşikleri çocuk boyunun üzerindedir.
Pedagojik ve poetik çocuk yazarlığında, eserin her birine ait -pedagojik ve poetik-güçlükleri içinde barındırması kadar doğal bir şey olamaz Bu güçlüğün temel nedeni pedagojik veya poetik çocuk dili’dir. Çocuk edebiyatının olanaksızlığına vurgu yapan Jacgueline Rose, yazılmasının olanaksız olduğu değil aksine bir olanaksızlık üzerine temellendiğini ve bu olanaksızlığın ise yetişkin yazarla çocuk arasındaki kopuklukla açıklar. Gareth B. Matthews, Jacguelme Rose’un çocuk edebiyatı yazarları hakkında duyduğu derin kaygıları anlamlandırabilmek için WH. Auden’in şu kinayeli cümlesini ödünç alıyor: “Bazı iyi kitaplar vardır, sadece biz yetişkinler için yazılmışlardır yani anlaşılabilmeleri için yetişkinin deneyimine ihtiyaç vardır ama sadece çocuklar için yazılmış iyi kitaplar bulmak mümkün değildir.
Cahil Zarifoğlu’nun çocuk kitapları için de yetişkinlerin deneyiminin gerekli olduğunu düşünüyorum. Masalların olağanüstü yönünü kullansa bile, bu, yeni bir zeka oyunu sıçraması içindir. Hayâl gücünün nerede bittiğini, nerede rüyâya dönüştüğünü çocuk algılaması kolay ayırdedemez. Poetik çocuk dilini kullanan çocuk yazarlarının çocukla buluşması bu nedenle sınırlıdır.
Cahit Zarifoğlu, poetik çocuk dili, anlatımı ve tonlaması ile yetişkin okurun çocukluğuna yöneldiği halde çocuk okurun kitaplarına ilgisi nasıl açıklanabilir? Bu soru onun çocuk yazarlığının diğer boyutları ile ilişki kurmamızı gerektirecek.
Çocuk kitaplarında yazarın anlatıcı tonlamayı iyi kullanması en belirleyici nedendir. Tonlama, mümkün olduğunca okura çocuksu bir edayı hissettirir. Cahit Zarifoğlu’nun masal türünü seçmiş olması anlatıcılığına bu imkânı sağlamıştır Yazar, masalı doğal bir form, istediği gibi biçimlendireceği, ritmik anlatımı gerçekleştireceği bir tür kabul eder. “Serçekuş”, “Ağaçkakanlar”. “Katıraslan” ve “Motorlukuş” kitabında kitaba adını veren fantastik masaldaki allegorik anlatım ve fantastik kurgu, bu kitapları çocukların okumalarının temel nedenidir Yazar bu kitaplarında, bilinçle bilinç dışı, somutla soyut arasındaki anlatım düzlemini zekice buluşları ile biçimlendirir. “Ağaçkakanlar”, “Katıraslan” ve l,Motorlukuş”u fantastik türde yazması soyut olanı somutlaştırma çabası olarak da açıklanabilir. Zaten fantastik tür de modern masaldır. Kuşkusuz her yazarın tür seçimi farklı önceliklere ve nedenlere dayanır. Cahit Zarifoğlu, bu üçlemesi ile çocukların hayâl gücünden yararlanarak yetişkinlerin dünyasına yönelmelerini amaçlar. Buna ben, gerçek dünya ile erken hesaplaşma, diyorum. Bu bakımdan fantastik yazar yönü ile Pinokyo yazarı C. Callodi ve Behrengi ile Cahit Zarifoğlu arasında paralellikler kurmak mümkündür.
Cahit Zarifoğlu’nun çocuk yazarlığı, psikolojik ve psikanalitik derinlik açısından yorumlandığında çocuğa yönelişi farklı düzlemlerde açıklanabilir. Ancak onun çocuk yazarlığının belirleyici göstergesi çocuk bakışıdır. Hangi yaşta olursa olsun her insanı çocuk kabul edebilen bir çocuk bakışına sahip olması, çocuk yazarlığının asıl eksenini oluşturur. Çocuk kitaplarında kullandığı iç sezgi, hayâl gücünü bir çocuk dürbününe dönüştürür. Aktüel fantastik çocuk kitapları ve kısa sanat masallarının hemen hepsinde egemen olan psikolojik ve sinematografik anlatımı bu çocuk dürbünü ile sağlar. Çocuk kitaplarını okurken onların muhayyilenizde canlanması ve size sinema duygusu ver…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Hikaye
- Kitap AdıÇocuklarımızla Atlara Biniyorduk
- Sayfa Sayısı511
- YazarCahit Zarifoğlu
- ISBN9789754733846
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviBEYAN YAYINLARI / 2006
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yerini Yadırgayanlar ~ Cihan Çakan
Yerini Yadırgayanlar
Cihan Çakan
Cihan Çakan ikinci öykü derlemesi Yerini Yadırgayanlar’da günümüzün sert atmosferini kırılgan ruhlar ve bıçak sırtı ilişkiler üzerinden anlatıyor. Bir yanıyla taşranın tekinsizliğini yoklayan öyküler...
- Adem ve Havva’nın Günlükleri ~ Mark Twain
Adem ve Havva’nın Günlükleri
Mark Twain
Âdem ve Havva’nın Günlükleri’nde Amerikan edebiyatının en çarpıcı yazarlarından biri olan Mark Twain Kutsal Kitap’taki yaradılış hikâyesine el atıyor. Yasak Elma’dan ısıran Âdem ve...
- Oy, Markus, Oy! ~ Cengiz Dağcı
Oy, Markus, Oy!
Cengiz Dağcı
İngiliz hikâyeleri serisinin son kitabıdır. İlk kitaplardaki kahramanların yerini torunları alır. “Tuhaf bir kişi Markus. Markus’u sevenler olur, sevmeyenler olur. Okurun Markus’un kişiliğini yorumlamasının...