(…) Derken o yolculukta bir an geliyor, durup geriye bakma gereği duyuyorum. Geçtiğim yolları, uğradığım durakları, güzergâh boyu karşılaştıklarımı anımsıyorum.
Bu kitap dünden bugüne yazdıklarımdan ufacık bir seçkidir. Bir alıntılar kitabı. Karın doyursun diye değil, tadımlık niyetine.
Kağıdın üzerine konulmuş birkaç tatlı kelam. Kağıt Helva…
ELİF ŞAFAK
Yazı yazmak yolculuk etmek demek. Devimli yollarda olmak. Başka yüzyıllara, başka, kıtalara, başka hayatlara uzanan bir seyrüsefer. Hayaller ve hikayeler âleminde sonsuz gezintilere çıkmak demek roman yazmak. Ve kaybetmek yolunu, yönünü, kendini. Varmak değil ki aslolan, sadece ve sadece gidebilmek.
Yol boyu çakıl taşı toplar gibi kelime topluyorum. Cebimde biriktiriyorum onları. Harfleri. Harflerin
Belki de her kitapta kendimi arıyorum. Her kitapta kendimden bir parça daha uzaklaştığımı bile bile…
Derken o yolculukta bir an geliyor, durup geriye bakma gereği duyuyorum. Geçtiğim yolları, uğradığım durakları, güzergâh boyu karşılaştıklarımı anımsıyorum. Bu kitap dünden bugüne yazdıklarımdan ufacık bir seçkidir. Bir alıntılar kitabı. Karın doyursun diye değil, tadımlık niyetine.
Kağıdın Üzerine konmuş birkaç tatlı kelam. Kağıt helva.
Elif Şafak
Kendimdeki değişimi seyrediyorum. Âşık olmanın bir mucizeye inanmaya benzediğini düşünmeye bağladım. Aşk da beklentiler ve inançlarla ilgili. İnsan kendisi için hâlâ kurtuluş ümidi olduğuna ve günün birinde Özel bir insanın bunu mümkün kılacağına inanıyor. Bir mucize özlemi değil mi bu? Bu dünyadan fazla bir şey beklememen gerektiğini bilsen de içindeki bir şey diretiyor işte… umut etmeyi sürdürüyor… sevdiğin kişinin bir gün seni seveceğini umut etmeyi.
Her hakiki aşk hikâyesi umulmadık dönüşümlere yol…
ARAF
Aşk bir milat demektir. Şayet “aşktan önce” ve “aşktan sonra” aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir.
AŞK
Ona neden ve nasıl âşık olduğunu sorarlar, cevap veremezsin. Sebebini bulamazsın. Zaten aşk dedikleri, solup kurumaya mahkûmdur, bir sebebi olduğu andan itibaren.
MAHREM
Bir insana âşık olmak onu kalabalığın içinden çekip çıkarmak, çokluğun içinde tek kılmak ve sonra aynı hızla teklik içindeki çokluğu keşfetmektir. Öncelikle yüzler arasında bir tek yüze aşık oluruz; sonra sevgilimizin yeni yüzlerini keşfederiz Ürpertiyle. Her yeni keşifle onu ilk gördüğümüz halinden biraz daha uzaklaşırız. (…) Sevdiğimiz kişinin yüzünün çoğulluğu içten içe rahatsız eder bizi. Bu sebepten olsa gerek, onlar derin uykudayken uzun uzun seyrederiz sevdiklerimizi. Ruhlarının yedi kat derinliğine açılan kapının orada saklı olduğunu hissettiğimiz İçin. Gün boyu bizden sakladıkları yüzlerini görmek, gördüklerimizin sırrına erebilmek için…
MED CEZİR
Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir. Kendini kaybettiğinde ve ego kuleni yıktığında, karşılığında sevilmişsin sevilmemişsin ne fark eder?
Âşık olmayana aşk kuru bir kelimeden ibaret. Yarı palavra, yarı safsata.
Âşık olmayan bunu anlayamaz, olansa anlatamaz. Öyleyse nasıl anlatılabilir aşk, kelimelerin hükmünü yitirdiği yerde?
AŞK
Aşkın olduğu yerde, er ya da geç ayrılık vardır.
Elmas bir gözdür yürek. Ve çizil mey egörsün bir kere, artık hep sedef si bir yırtıkla bakacaktır cümle âleme.
MAHREM
Akıl çıkarcıdır, kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise ha bire kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur her zaman. Ne varsa harap bir kalpte var!
Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani midiye sorma. Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK’ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
AŞK
Henüz farkına varmasa da,
Âşıki pek haklıydı.
Aşk üzerine yazılanlar kara,
kapkaraydı.
PİNMAN
Ayçiçeği güneşe âşık olunca gülmekten kırılmış bütün bitkiler. “Güneş gökyüzündeki tahtından bir an bile ayrılmaz. Kudretli ve ulaşılmazdır. Sen kim o kim? Vazgeç bu sevdadan” demişler hep bir ağızdan. ayçiçeği sesini çıkarmamış. Sevdalı gözlerini dikmiş güneşe; bakmış bakmış bakmış. Uzun müddet hiçbir şeyin farkına varmayan güneş, nihayet bir gün, ayçiçeğinin bakışlarını hissetmiş üzerinde. Önce geçici bir heves sanmış, ama zamanla yanıldığını anlamış. Ayçiçeği öyle inatçıymış ki, güne; tahtını nereye taşırsa yılmadan usanmadan o yöne çevirmiş başını.
Derken bir öğleden sonra, artık bu takipten bıkan güneş sapsarı gazabıyla kavurmuş ayçiçeğini. Daha simsiyah duman tüterken üzerinde, insanlar akın etmişler olay mahalline. “Yaşasın!” demiş içlerinden biri. “Şimdi ne güzel çitleriz bu aşkı.” Aynı gece televizyon karşısında acıklı bir aşk filmine gözyaşı dökerken, çitlemişler ay çiçeklerini.
MAHREM
Zira aşk iktidar sever. Bu sebeptendir ki, bir başkasına sırılsıklam aşık olabiliriz, ama bize sırılsıklam âşık olan birini içten içe küçümser, öteleriz.
BABA VE PİÇ
Narsist insanın aşkı da narsistçe olur. Kadın ya da erkek pek fark etmez, böyle biri asık olmayagörsün, pahalı ve ışıltılı, ama aslında içten içe sevmediği bir oyuncak bulmuş hırçın ve hırslı bir çocuk kesilir. Alır oyun nesnesini eline, kurcalar ve bozar. Narsist insanın askı muhakkak hırpalar.
MED CEZİR
Birbirimize yasak olmasak, gene de bu kadar sever miydin sevgimi?
ŞEHRİN AYMALARI
Sevgililerimizi elimizden kaçırmaktan ölesiye korktuğumuz için onlardan gelecek değişime inatla direniriz, oysa belki de aşkla beraber gelen değişim tek kurtarıcımız olacak su hayatla.
…
“Kağıt Helva/Alıntılar Kitabı” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme
- Kitap AdıKağıt Helva/Alıntılar Kitabı
- Sayfa Sayısı156
- YazarElif Şafak
- ISBN6051114262
- Boyutlar, Kapak 12,3x17,7 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğan Kitap / 2009
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yatağına Kırgın Irmaklar ~ Ahmet Turan Alkan
Yatağına Kırgın Irmaklar
Ahmet Turan Alkan
Niçin hep güzeldiler; trajediden drama, dramdan komediye, oradan yeniden trajediye doğru şimşek hızıyla geçişiveren o herc-ü merc günlerinde onları, başkalarının yazdığı sinsi ve hesâbî...
- Asmalımescit 74 (Bohem Hayatı) ~ Fikret Adil
Asmalımescit 74 (Bohem Hayatı)
Fikret Adil
Geçen yüzyılın başında İstanbul’da doğup büyüyen Fikret Adil, “bohem” kavramının içini gerçek anlamda dolduran bir yaşam sürmüştür. Üstelik bunları yazıya dökmesiyle yalnızca bir “Fikret Adil...
- Bir Yobazın Günlüğü ~ Ömer Faruk Dönmez
Bir Yobazın Günlüğü
Ömer Faruk Dönmez
Bıyık altından gülerek kendisini “yobaz” diye vasıflandıran “keskin zekâlı ve sivri dilli” belki de “sivri zekâlı ve keskin dilli” bir yazar, günün birinde günlük...
Harika bir kitap..
elif şafak ın bütün kitaplarnı okudum hepsi ço güzel ama bu kitap bir başka güzeş çok beğendim çok çok beğendim :D